Teşekkürler, bunu aklımda tutarım. | Open Subtitles | شكراً لك، سآخذ هذا في الحسبان. |
Bunu aklımda tutarım. | Open Subtitles | سأضع هذا في الحسبان |
Tümörün yerleşim yeri ve boyutu göz önüne alındığında böyle bir ameliyat her zaman tehlikeli ve hayatı tehdit edicidir. | Open Subtitles | في الأخذ في الحسبان لمكان وحجم الورم طبيعة هذه الجراحة دائماً عالية الخطورة ويحتمل أن تكون مهددة للحياة |
O halde, web sayfasının kalitesi algoritmada göz önüne alınıyor. | Open Subtitles | إذا, جودة صفحة الويب تؤخذ في الحسبان في الخوارزمية؟ |
Ve ayrıca bunu yaparkenki ruh halinizi göz önünde bulundurmalısınız. | TED | وأيضاً يتوجب عليك أن تضع في الحسبان حالتك العقلية التي تكون فيها وانت تفعل ذلك |
Sahne arkasında pek çok olay dönüyor. Kimse bunları hesaba katmıyor. | Open Subtitles | هنالك الكثير من الأشياء الأخري التي لا يضعها الناس في الحسبان |
- aklımda tutarım bunu Scotty, eyvallah. | Open Subtitles | سأضع ذلك في الحسبان |
Bunu aklımda tutarım. | Open Subtitles | سأبقي هذا في الحسبان |
- Ama aklımda bulundururum. | Open Subtitles | ولكن ، سأبقيك في الحسبان - أشكركِ - |
- aklımda bulundururum. | Open Subtitles | .حسناً، سأضع هذا في الحسبان |
aklımda tutacağım. | Open Subtitles | سأفعل سأضع ذلك في الحسبان |
Ama Tomas'ın yaptığı her şeyi göz önüne almalısın. | Open Subtitles | لكنك تَحتاجين للأَخذ في الحسبان كل شيء عن توماس |
Bu yöntem sayesinde, demokrasiye göre değil, otokrasiye göre değil, kişilerin inanırlığını göz önüne alan algoritmalara göre karar alabiliyoruz. | TED | تتيح لنا هذه العملية إتخاذ قرارات ليست على أساس الديمقراطية ولا على أساس حكم الفرد. ولكن على أساس الخوارزميات والتى تأخذ مصداقية الناس في الحسبان. |
Tatlım, bu göz önüne almamız gereken bir konu. | Open Subtitles | عزيزتي ، هذا شئ يجب أن نضعه في الحسبان |
- İyi görünüyorsun, göz önüne alındığında. - Ne göz önüne alındığında? | Open Subtitles | أنتِ ترين أن هذا جيد ويؤخذ في الحسبان - يؤخذ في الحسبان ماذا؟ |
Seks yapmaya hazırlanırken göz önüne almamız gereken ilk şey... | Open Subtitles | فإن أول شيء يجب أن يوضع في الحسبان عند الاستعداد للمضاجعة... |
Charlie'nin boyutlarını ve kırılma durumunu da göz önünde bulundurarak uygulanması gereken basıncın | Open Subtitles | لقد دخلت في متغيرات العالم الحقيق أخذت في الحسبان حجم تشارلي |
Aramızdaki anlaşmazlığı halka duyururken bunu da göz önünde bulundurun. | Open Subtitles | ،يمكنني شراءكم وبيعكم ثلاث مرات ..وهذا شيء لابد أن تأخذوه في الحسبان إذا قررتم ..أن تجعلوا خلافنا على الملأ |
Ama bizim ve papazlığın ihtiyaçlarını göz önünde tutmaması... | Open Subtitles | ولكن في الحقيقة انه لم يأخذ في الحسبان احتياجاتنا او احتيجات الكهنوت انا لا اعرف |
O sırada yapılacak en iyi şey o gibi gelmişti ama Confessor'un, masumluğunu kanıtlamak için uğraşacağını hesaba katmamışım. | Open Subtitles | بدي لي ان هذه هي افضل خطه في هذا الوقت. ومالم اخذه في الحسبان كان محاربة المؤمنه لاثبات برائتك. |
Psikometrideki stereotip tehdit etkisini de hesaba katıyor mu bari? | Open Subtitles | أيأخذ هذا في الحسبان تأثير التهديد المتعارف عليه لنفسية الشخص؟ |
Eğer rehineleri bırakıp teslim olursa değerlendirmemizde bunu da hesaba katarız. | Open Subtitles | إذا كان سيفرج عن الرهائن ويُسلم نفسه سنأخذ ذلك في الحسبان |