ويكيبيديا

    "في الحقيقة ليس" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • değil
        
    • yok
        
    Matematik o kadar ileri seviye bir şey değil. Ve gerçekten bir sudoku bulmacası çözmekten başka bir şey değil. TED المسائل الحسابية ليست معقدة جدًا، في الحقيقة ليس سوى شئ يشبه حل لعبة سودوكو.
    Aslında tam olarak teklif etmedi, yani bütün kelimeleri kullanarak değil. Open Subtitles حسناً ، إنه فعلاً لم يسألني في الحقيقة ليس في العديد من الكلمات
    Şey, aslında, ben değil, buradaki genç dostum Jonathan. Open Subtitles في الحقيقة ليس انا بل لصديقي الصغير جوناثان
    Bundan pek de büyük değil, aslında. Hiç arkadaş canlısı da değil. Open Subtitles انه ليس اكبر من هذا في الحقيقة ليس لطيفا
    Kitapta büyü yok. Sadece büyü tarihi, kısa hikayeler, öyle şeyler var. Open Subtitles في الحقيقة ليس بداخله تعاويذ فقط تاريخ وحكايات، أشياء من هذا القبيل
    Robotumun bugün ne yapacağı hakkında gerçekten hiç bir bilgim yok. TED في الحقيقة ليس لدي أدنى فكرة عن ما سيقوم به روبوتي اليوم.
    Benim üzerime vazife değil ama yerinde olsam o pisliği terk ederdim. Open Subtitles في الحقيقة ليس من شأني ولكن أقترح أن تهجري الوغد.
    Kötü bir anlaşma değil. Open Subtitles انه في الحقيقة ليس اتفاقاً سيئاً، أتعلم هذا؟
    Aslında şu an durum hiç uygun değil personelden hiç kimse yok. Open Subtitles انه في الحقيقة ليس مريحا جدا هناك فوضى ناجمة عن عدد غير محدود من الأغراض
    - Oldukça zekice. - Görünüşe göre yeterince değil. Open Subtitles ــ قليل من الذكاء ــ في الحقيقة ليس ذكاءً كافيا
    Ama o kadar komik değil. Bir şeylere çarpabilir. Open Subtitles في الحقيقة ليس مضحكاً لأنه من الممكن أن يتصادم مع أعضاء أخرى
    Hayır aslında değil, Hayaletler enerjilerini yaşayanlardan alırlar Open Subtitles .لا ، في الحقيقة ليس كذلك الأشباح تحصل على احتياجاتها من الأحياء
    Ama bu öfkenin bir kısmı yanlış yönlendirilmiş değil mi sence? Open Subtitles لكن , في الحقيقة ليس بعض هذا الغضب في مكانه الصحيح ؟
    Bu pek kişisel bir soru değil. Open Subtitles أوه ، أمم هذا في الحقيقة ليس سؤالاً شخصياً
    Aslında yalnızca elbiseler ve taçlarla ilgili değil Carter. Open Subtitles في الحقيقة ليس الامر متعلق بالملابس والاناقة كارتر
    İşlerimiz bu aralar o kadar iyi değil, bu yüzden, eğer arkadaşlarınıza bizi tavsiye edebilirseniz bunun çok yardımı dokunur. Open Subtitles مشروعنا في الحقيقة ليس بأفضل حال، لذا إذا كان بإمكانكم التوصية بنا عند أصدقائكم.
    Bulaşması o kadar da zor değil aslında. Open Subtitles انه في الحقيقة ليس بتلك الصعوبة في ان تصابي به كذلك
    Bir de şu var, bugünlerde AIDS tanısı konulsa dahi öleceğin kesin bile değil. Open Subtitles هذه الايام لو تم تشخيصك بإنك مصاب بالايدز تعرفين انه في الحقيقة ليس حكماً بالإعدام
    Herkesin karım Chaz kadar sabrı yok. TED في الحقيقة ليس الجميع لديه صبر زوجتي تشاز
    Bunu kullanabilecekleri bir yer aslında yok. TED وهو في الحقيقة ليس بالشيء الذي قد يستخدمونه.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد