ويكيبيديا

    "في الحقيقة من" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Aslında
        
    Aslında ihanet ettiğin tek arkadaşının ben olmadığımı bilmek içimi rahatlatıyor. Open Subtitles في الحقيقة من المريح معرفة أنني لست الصديقة الوحيدة التي خنتها
    Bilirsin Aslında bunu yapmamak daha zor. Open Subtitles أنت تعرف في الحقيقة من الصعب نوعاً ما ليس إلا.
    L.J. Washington. Aslında uzaydan gelmiyor. Open Subtitles ل ، جي واشنطن انه لن يأتى في الحقيقة من الفضاء الخارجى
    Aslında uzaydan gelmiyor. Benimle alay etme, dostum. Open Subtitles ل ، جي واشنطن انه لن يأتى في الحقيقة من الفضاء الخارجى
    Aslında, burada olman bir şans, böylece bunu kendim yapmak zorunda kalmayacağım. Open Subtitles في الحقيقة , من حسن حظي أنك موجودة حتى لا أضطر لقتله بنفسي
    Hayatın bir gözlemcisi olma arzum Aslında hayatımı yaşamama engel oluyordu. Open Subtitles رغبتي في أن أكون مراقبة للحياة منعتنى في الحقيقة من أن أحيا
    Aslında onun bu konuda konuşma tarzına bakıldığında Fredercik'in Louisa'yı kendisi için düşünmediğini kimse tahmin edemezdi. Open Subtitles في الحقيقة من طريقة كلامه عن الموضوع فإنك لا تخمن أن فريدريك كان يريد لويزا لنفسه
    Aslında, bu açıdan bakınca, daha çok sana benziyor. Open Subtitles في الحقيقة من هذه الزاوية . ان به شبه قليل بك
    Aslında işimden birkaç hafta önce istifa ettim. Open Subtitles انا تركت وظيفتي في الحقيقة من اسابيع قليلة
    Bir erkek için eşinin kendisine alındığını sanacağı ama Aslında erkeğin kendisi için eşine aldığı bir hediyeyi bulmak ne kadar zor, biliyor musun? Open Subtitles لرجل أن يجد هديّة لزوجته و تعتقد أنّها من أجلها لكنّها في الحقيقة من أجله؟
    Aslında " komposit" demek, ama evet, sakın yere düşme, yoksa: Open Subtitles -إنها في الحقيقة من أجل "تركيبة" لكن نعم,لا تصطدم بأي شيء
    Seul'un ne kadarı Aslında buralı biliyor musun? Open Subtitles كم عدد الناس في سيئول في الحقيقة من هنا؟
    Aslında kuzeybatı dışına hiç çıkmadım. Open Subtitles لم أخرج في الحقيقة من الشمال الغربي من قبل
    Aslında, bu eşyalarla biraz daha zaman geçirsek, hiç fena olmaz. Open Subtitles في الحقيقة من الممكن أن يكون مفيدًا أن نقضي بعض الوقت مع مقتنياته.
    Aslında o Russ Daughters. Baya iyidir. Open Subtitles أنه في الحقيقة من منتجات روس وبناته وهي جيدة
    Aslında ister inan ister inanma, telefonunu almaktan daha kolay. Open Subtitles في الحقيقة من السهل إيجاده عن رقم هاتفك صدقِ أو لا تصدقين
    Aslında benimde biriyle dışarı çıkmam gerekiyor. Open Subtitles في الحقيقة من المفترض أن أذهب للعشاء مع أحدهم، أيضاً.
    Aslında ortaklık fikrini anlamamı sağlayan sensin. Open Subtitles كان أنتِ, في الحقيقة, من ساعدني لأفهم مفهوم الشراكة,
    Aslında, bir mile baksanız daha iyi olur. Open Subtitles في الحقيقة , من الافضل لك ان تتقدم لمسافة ميل
    Aslında, sahte olaylarla gerçek olanları ayırt etmeliyiz. Open Subtitles في الحقيقة , من المهم أن نتخلّص من الأمور الزائفة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد