Banyoda veya Tuvalette bile uyurum. | Open Subtitles | ليس لدي مكان اذهب فيه,سانام في الحمّام, احتاج الي منزل يا رجل |
Aslında Tuvalette birisi olsa da orada neler döndüğünü bana anlatsa. | Open Subtitles | سيكون أمراً رائعاً لو أن هناك أحد في الحمّام يمكنه أن يخبرني. |
Dur diyene kadar Tuvalette bir adam bana havlu tuttu. | Open Subtitles | هناك رجل في الحمّام استمر بإعطائي المناشف حتى دفعت له للتوقف |
- duşta ayağın da kayabilir! | Open Subtitles | أنت يُمْكِنُ أَنْ تَنزلقَ في الحمّام ؟ مــا مُـقـــدر سـيكــون ؟ |
O zaman gidip Banyoya saklanalım ve bakıcımın işemesini izleyelim mi? | Open Subtitles | إذاً يجب أن أختبئ في الحمّام و أراقب جليستي على المرحاض؟ |
Az evvel arkadaşlarınızı Lavaboda sevişirken yakaladım. | Open Subtitles | فقد ضبطتُ صديقيكما يمارسان الحبّ في الحمّام. |
Tamamdır beyler Tuvaletteki vişne bombası patlayana kadar 20 saniyemiz var. | Open Subtitles | حسنًا يا رفاق لدينا 20 ثانية حتى تنفجر قنبلة الكرز في الحمّام |
Evet, hatırlıyor musun bizi Tuvalette esrar içerken yakalayıp okuldan uzaklaştırmıştın. | Open Subtitles | ضبطتنا ندخّن المرجوانا في الحمّام وجعلتهم يفصلوننا |
Evet, üst kattaki Tuvalette, ilaç dolabı. | Open Subtitles | أجل، إنه في الحمّام فوق، داخل صندوق الأدوية |
Temizlikçi, sabahleyin yerde çöplerini ve Tuvalette bokunu bulur. | Open Subtitles | وعاملة التنظيف يومياً تجد مهملات عند الباب، و قذارة في الحمّام |
Onun Tuvalette çalışması benim hatam değil ya! - Kaç para verdin? - Bir Pound. | Open Subtitles | ــ لست المذنب في عمله في الحمّام ــ كم أعطيته؟ |
Biri onu Tuvalette baygın bulmuş. - Yüksek doz veya başka bir şey olmalı. | Open Subtitles | وجدوها في الحمّام غائبة عن الوعي، بسبب جرعة زائدة أو ما شابه. |
Tuvalette sikiş 101! | Open Subtitles | هذا أهم بنذ في قواعد المضاجعة في الحمّام |
Bu harika, belki ben de yanına girerim. Artık duşta hiç sevişmiyoruz. | Open Subtitles | أمرٌ رائع، سأجدها و ربّما أدخل إلى هناك فنحن لمْ نعد نمارس الجنس في الحمّام |
Eğer duşta blöfümü görmemiş olsaydı, "A" bile alabilirdim. | Open Subtitles | لو لم تكشف كذبي في الحمّام "لحصلتُ على علامة "ممتاز |
Gömleklerin için Banyoya özel bir sepet koydum bir tane de çorapların ve ve boklu iççamaşırların için. | Open Subtitles | وضعت سلة خاصّة في الحمّام لقمصانك فقط واخرى للجوارب والملابس الداخليّة |
O zaman, Lavaboda. | Open Subtitles | فإذاً، في الحمّام |
Tuvaletteki herkes yaptığım acı yemekten bahsediyor. | Open Subtitles | الكثير من النّاس يتحدّثون عن الشيلي في الحمّام. |
Baktığın sırada belki de tuvalete gitmiştir? | Open Subtitles | .. لربّما كانت في الحمّام عندما بحثتى عنها |
- Banyoda çok uzun kaldı. - Neyin var senin? | Open Subtitles | لقد كانت لفترة طويلة جدا في الحمّام ماذا جرى لك؟ |
O banyodaydı ve ben poposuna vurdum. | Open Subtitles | لقد كانت في الحمّام فقمت بصفعها على مؤخرتها |
Ve asıl banyoda da jakuzi küveti var. | Open Subtitles | وهناك حوض جاكوزي في الحمّام الرئيسي |
Cesedi Papa Banyosu'nda çarmıha gerilmiş halde bulundu | Open Subtitles | عُثر على جُثتها مصلوبةً في الحمّام البابوي |
banyodaki malzemeler... duş başlığına asılmış sutyen. | Open Subtitles | دورة المياه في الحمّام معلّق بالدُش |