Zaten yakında dışarı çıkmak zorundasın. | Open Subtitles | عليك ان تبدأ في الخروج من هنا قريباً ما الذي ستخسره؟ |
Kate bu insanlarla yalnız dışarı çıkmak istediğine emin misin? | Open Subtitles | أواثقة أنكِ ترغبين في الخروج وحيدة مع هؤلاء القوم؟ |
Bazen keşke o gün parası çıkışmasaydı ya da dükkân biraz daha kalabalık olsaydı belki buradan bir kaç saniye daha geç çıkar o kurşunun hedefi olmazdı diye düşünüyorum. | Open Subtitles | أحياناً أفكر لو لم تدفع لي الثمن كاملاً أو لو كان المحل مزدحماً قليلاَ لربما تأخرت في الخروج بضع ثوانٍ |
Aldınız her nefes nüksetme ihtimalini artırır, acele dışarı çıkalım. | Open Subtitles | كلّ نَفَسٍ يزيد من فرص الإنتكاسة لذا عجّلوا في الخروج. |
Eğer orada biri varsa, belki de dışarı çıkmamıza yardım edebilir. | Open Subtitles | ولكن هذه المرة أنا متأكدة اسمعن ،إن كان هناك أحد هنا فربما يستطيع مساعدتنا في الخروج من هنا |
Buradan ne kadar çabuk çıkarsak o kadar zengin oluruz. | Open Subtitles | كلما أسرعنا في الخروج من هنا كلما أصبحنا أسرع ثراءً |
Nihayetinde dışarı çıkıp dünyayı değiştirmede kullanmak için öz güveni yoksa akademik beceriler neye yarardı. | TED | بعد كل شئ، ما جدوى المهارات الأكاديمية بدون وجود ثقة في إستخدام هذه المهارات في الخروج وتغيير العالم |
Daha çok dışarı çıkmaya başlamalısın, dostum. Bir kıza ihtiyacın var. | Open Subtitles | إنّك بحاجة للبدء في الخروج من البيت، أنت تحتاج فتاة. |
Ama bir saniyeliğine dışarı çıkmayı isteyebilirsin. Şunu doldurmak üzereyim. | Open Subtitles | ولكنّك قد ترغبين في الخروج لأنني على وشك أن أملأ هذه |
Buradan çıkmama yardım edin. Burası iyi. | Open Subtitles | اسمعوا يارجال يجب ان تساعدوني في الخروج من هنا |
dışarı çıkmak istemiyorlarmış gibi davranırlar buna birkez daha katlanamam Duggy. | Open Subtitles | أن الرجال يتظاهرون برغبتهم في الخروج و لم أعد أستطيع هذا يا "دوجي" |
Havamda değilim. dışarı çıkmak istemiyorum. Tamam mı? | Open Subtitles | أنا لست في مزاج جيد لا أرغب في الخروج |
Bu gece pek dışarı çıkmak istemiyorum. | Open Subtitles | إنني لا أشعر بالرغبة في الخروج الليلة. |
Düşündüm de acaba bu akşam benimle yemeğe çıkar mısın? | Open Subtitles | . لقد كُنتُ أتساءل ما إذا كُنتِ راغبة في الخروج لتناول العشاء معي هذه العشية. |
Ne? Ne kadar erken öğrenirse, o kadar erken buradan çıkar. | Open Subtitles | ماذا , كلما عرفت أسرع كلما أسرعت في الخروج من هذا المكان |
Madem benimle görünmekten utanmıyorsunuz, üçümüz beraber dışarı çıkalım mı bu gece? | Open Subtitles | بما أنك لست خجلة من أن تُري معي... ما رأيك في الخروج الليلة أنا وأنت، والقبعة؟ |
- dışarı çıkalım, Ted. | Open Subtitles | "سأرافقك في الخروج "تيد |
Bizim burdan çıkmamıza izin ver artık! | Open Subtitles | هل هناك احدا ليساعدنا في الخروج من هنا ؟ |
Buradan ne kadar çabuk çıkarsak o kadar iyi. | Open Subtitles | كلما أسرعنا "نحن" في الخروج من هنا، كان ذلك أفضل. |
Şöyle bir şey söylesem ilgini çeker miydi akşam dışarı çıkıp biraz eğlenelim? Tabii. | Open Subtitles | هل تكون مهتمة في الخروج الليلة، تفعل شيئا متعة؟ |
Daycia bir gece beni dışarı çıkmaya ikna etti. | Open Subtitles | آه جعلت من ديشيا أن تحدثني في الخروج من الدار ذات ليلة |
D, biraz dışarı çıkmayı düşünüyordum. | Open Subtitles | دي ، كُنت أفكر في الخروج بعض الوقت |
Buradan çıkmama yardım etmek için, çünkü ben yapmadım. | Open Subtitles | كي تساعدني في الخروج من هنا لإنني لم افعل ذلك |