Arka bahçedeki çadırda bize hikâye anlattığı zamanları hatırlıyor musun? | Open Subtitles | تتذكرين عندما كان يحكي لنا قصصًا في الخيمة بالفناء الخلفي؟ |
Ve oğullarımızın geceyi iznim olmadan bir çadırda geçirmelerine izin verdiniz. | Open Subtitles | و سمحت لأبنـائنـا بقضـاء الليلة في الخيمة معـا من دون إذنـي |
Bu, Sureka Gundi; o da ailesiyle aynı merkez otoyoldaki çadırda ailesiyle yaşıyor. | TED | وهذه سوريكا قوندي، وهي أيضا تسكن مع أسرتها في الخيمة بمحاذاة نفس وسط الطريق السريع. |
Çantamdaydı ve aceleyle onu çadırda unuttum. | Open Subtitles | لقد كان في الصندوق، وفي إستعجالنا تركته في الخيمة |
Hey, siz saçmalığı kesin. Şu kutuyu indirip Çadıra götürün. | Open Subtitles | أنتما أوقفا هذه السخرية وانزلا ذلك الصندوق وضعاه في الخيمة |
Size, çocuklarımın çadırın içinde, göbekleri şişmiş, bir deri bir kemik kalmış hallerini anlatamam. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصف لكم حالهم و هم راقدون في الخيمة بينما تتقطع أحشاؤهم من الجوع و الجلد يكسو عظامهم بالكاد |
Bu herifin çadırda ne işi varmış ki? | Open Subtitles | ماذا كان يفعل هذا الشاب في الخيمة على أي حال؟ |
Dans ekibimle birkaç dakika sonra şuradaki çadırda sahneye çıkacağız. . Gelip izlemelisiniz. | Open Subtitles | أتعلم، إستعراض فرقة الرقص التابعة لنا سيبدء بعد بضع دقائق في الخيمة |
Amy, turuncu çadırda asılı bir gaz lambası ve birkaç kibrit var. | Open Subtitles | إيمي ، في الخيمة البرتقالية هناك فانوس معلق بها |
Sen Penny'le çadırda sevişirken ben de burada oturup, Howard'ın bir kaktüsün ırzına geçmesini izlerdim. | Open Subtitles | أنت و بيني تمارسان الجنس في الخيمة بينما أجلس أنا في الخارج لأشاهد هاوارد و هو يلتقط الصبار |
çadırda bir adam vardı. | Open Subtitles | . كان هناك رجل واحد في الخيمة ، أفترضت أنه زوجي الجديد |
Ablanla birlikte o çadırda kal tamam mı? | Open Subtitles | أريدكَ أن تذهب مع أختكِ في الخيمة حسنـا ؟ |
- Baskın yaptığımda çadırda benzerini buldum. | Open Subtitles | وجدنا واحدةً في الخيمة . عند المزرعة التي اقتحمناها |
Eğer insansız hava aracı ya da füze falan göndermeyi düşünüyorsan çocukların da benimle çadırda uyuyacaklarını hatırlatmak isterim. | Open Subtitles | إذا كنت تفكّر بأن ترسل طائرات بدون طيّار أو قذائف فقط أريد أن أذكّرك بذلك الأطفال سوف ينامون معي في الخيمة |
İlkbaharda, kırmızı çadırda dünyaya geldim. | Open Subtitles | لقد ولدتُ في الخيمة الحمراء خلال فصل الربيع. |
Siz rahiple çadırda kalmış. | Open Subtitles | كان يجدر بك إذن البقاء في الخيمة مع القس |
Siz bahçedeki çadırda kalsanız nasıl olur? | Open Subtitles | لم لا تنامان في الخيمة في الحديقة الخلفية؟ |
Biz genelde bir kişiyi çadırda, bir kişiyi sahada tutarız. | Open Subtitles | عادةً, نبقي جراح واحد في الخيمة والأخر في الميدان |
Dinle, Laird, dün çadırda... konuştuklarımızı düşündüm. | Open Subtitles | انصت يا ليرد، كنت أفكر بـ حديثنا في الخيمة بالأمس. |
Kızgın Kamil'le zaten bir kez çadırda birbirimize girdik. | Open Subtitles | لقد تشابكت سابقاً مع جورج الغاضب في الخيمة |
Önce herkes bu merkez Çadıra gelip bakıyor gibi görünüyor. | Open Subtitles | . حسنا . يبدو ان كل شخص يقف هنا في الخيمة الرئيسية |
Size, çocuklarımın çadırın içinde, göbekleri şişmiş, bir deri bir kemik kalmış hallerini anlatamam. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصف لكم حالهم و هم راقدون في الخيمة بينما تتقطع أحشاؤهم من الجوع و الجلد يكسو عظامهم بالكاد |