Bu yüzden birinci sınıfta olman, seni birinci sınıf insan yapmaz. | Open Subtitles | كونُك في الدرجة الأولى لا يعني أنك شخص من الدرجة الأولى |
Sen annenin nafaka parasıyla alacağı birinci sınıf biletle uçarsın. | Open Subtitles | أنت ستحلق في الدرجة الأولى مع والدتك بكل أموال الطلاق |
Şu andan itibaren uçuşunuz birinci sınıf olacak beyler. | Open Subtitles | من الآن فصاعداً، أنت ستسافرون فقط في الدرجة الأولى أيها السادة |
Ama şimdi burada birinci sınıfta bir bardak şampanya, koca bir çanta dolusu para ve dünyanın en güzel kadını ile oturuyorum. | Open Subtitles | وها أنا, أجلس في الدرجة الأولى وبيدي كأس شمبانيا, مع حقيبة كبيرة من المال, وأجمل امرأة في العالم كله |
First Class'ta yer olmadığından emin misiniz? | Open Subtitles | هل أنتِ متأكدة من عدم وجود مقعد شاغر في الدرجة الأولى ؟ |
Her zaman birinci sınıftaki tuvaletlerin daha büyük olduğunu sanmıştım çünkü insanlar daha şişmandır. | Open Subtitles | اعتقدت دائماً أنها ستكون أكبر في الدرجة الأولى لأن الناس في الدرجة الأولى أسمن |
Beni tanışma ve karşılama için birinci sınıfla götürmek istediler ama onlara hayır dedim. | Open Subtitles | أرادو أن يجلبوني في الدرجة الأولى للقاء والتحية لكنني أخبرتهم لا |
Kendini kötü hissetmiyor musun? Biz birinci sınıf, çocuklar ekonomi sınıfı uçuyor. Hayır. | Open Subtitles | ألا تَحسُّ بالحقارة، طَيَرَاْن في الدرجة الأولى مَع الأطفالِ في الدرجة العادية؟ |
birinci sınıf bilet aldım. Bir yolcu gemisi, harika! | Open Subtitles | ـ ما رأيك بتذاكر في الدرجة الأولى على متن باخرة ؟ |
Vallahi, uçak bileti alacağım. Kendime birinci sınıf bir takım elbise alacağım. | Open Subtitles | والله سأشتري تذاكر طيران في الدرجة الأولى وبدلة جديدة |
YEAGER HAVAALANI birinci sınıf uçunca istediğin DVD filmi seyredebiliyorsun. | Open Subtitles | في الدرجة الأولى لديك مشغّل دي في دي وقد تشاهد فلم من إختيارك |
Tanrıya şükür. Yeniden birinci sınıf kaliteyi yakaladın. | Open Subtitles | حمدا لله , فقد وجدت مرة أخرى الجودة المرجوة في الدرجة الأولى مرة أخرى |
Bavulunda dağgelinciği olanlar, birinci sınıfta seks yapanlar,.. | Open Subtitles | وقد رأيت كل شيء. رأيت حيوانات النموس في الحقائب ممارسات غير لائقة في الدرجة الأولى |
Biz de sizi birinci sınıfta bir koltukla ödüllendirmek isteriz. | Open Subtitles | نريد أن نكافئك بمقعد مجاني في الدرجة الأولى |
Yolcular 3 kişi olduğunu düşünüyor. Sen birinci sınıfta oturuyordun değil mi? | Open Subtitles | تعتقد أنهم ثلاثة أنت كنت في الدرجة الأولى.صحيح؟ |
Terlik giyiyorlardı, birinci sınıfta verdiklerimizden. | Open Subtitles | ما نوع الأحذية؟ كانوا يرتدون نعال، من النوع الذي نقدّمه في الدرجة الأولى |
birinci sınıfta oturuyor. Kıvırcık saçlı, gitar kabı taşıyor. Ne olmuş ona? | Open Subtitles | يجلس في الدرجة الأولى وشعره أجعد ويحمل حقيبة غيتار؟ |
O kapidaki adamdi -- First Class'ta oturmamiza izin vermeyen. | Open Subtitles | هذا الرجل على البوابة... لم يسمح لنا بالحصول على مقاعد في الدرجة الأولى. |
Tamam, First Class'ta iki koltuğunuz var. | Open Subtitles | حسناً، حصلت على مقعدين في الدرجة الأولى |