Geçen ilkbaharda olimpiyat denemelerine ev sahibi olduk . | TED | لقد استضفنا تجارب الألعاب الأولمبية في الربيع الفائت. |
ilkbaharda, Sally Moffat'ın töreni için Meg'i hazırladık. | Open Subtitles | في الربيع لقد جهزنا المنزل استعدادا لحضور ميغ حفله ظهور سالي للمجتمع |
Yine bu sebeple bahar aylarında bir sonraki sene hangi yeni üç suşun bir sene sonrasında hüküm süreceğini tahmin edip, bunları tek bir şırınganın içine yerleştirip sonbahardaki üretime yetiştirmemiz gerekiyor. | TED | و لذلك أيضا, في الربيع, يجب أن نتوقع بشكل دقيق أيّ ثلاث سلالات من الفيروس ستنتشر في العام المقبل, و نضعها جميعا في لقاح واحد و نبدأ في إنتاجه ليتوافر في الخريف. |
"Sessiz Bahar" da Carson dikkatini insan eylemlerinin doğa dengesini tehdit etme biçimlerine çevirdi. | TED | في "الربيع الصامت"، غَيّرت كارسون اهتمامها إلى الطرق التي تُهدّد فيها أفعال البشر توازن الطبيعة. |
Ya yazın ya da baharda evlenmek istiyorum. | Open Subtitles | أود أن نتزوج في الربيع أو الصيف |
Önümüzdeki bahar için Cannes biletlerini şimdiden ayırtmak tam yerinde olurdu. | Open Subtitles | لن تكون مفاجئة اذا حجز الفيلم مكاناً في مهرجان كان في الربيع المقبل |
Geçen Baharda bir düzine insan buldum. | Open Subtitles | لقد وجدت نصف دزينة القرفصاء الى هناك في الربيع الماضي. |
Evet. İlk baharda bu tarlalar o kadar yeşil ki, İrlanda'yı hatırlatır. | Open Subtitles | نعم في الربيع تصبح هذه الحقول خضراء كما في ( إيرلندا ) |
Mutluluğun ve sessizliğin olduğu bir bahar zamanı döneceğini söylemiştin. | Open Subtitles | أنت قُلت بأنّك ستعود في الربيع وقت للعذوبة ووقت للهمس |
Bu yüzden bahar ayında futbol izliyoruz. | Open Subtitles | ولهذا نشاهد كرة القدم في الربيع |
Endişelenme, ziyarete geleceğiz ve Bahar gelince onu eve getirmenin bir yolunu bulacağız. | Open Subtitles | لاتقلقي سنأتي للزيارة وسنجد طريقة لنيعده للمنزل في الربيع |
Bir ilkbaharda, bir de sonbaharda. | Open Subtitles | في الربيع وفي الخريف. |
Bahar geldiğinde de yavrular kökleri yiyerek dışarı çıkarlar. | Open Subtitles | بعد ذلك في الربيع تخرج صغاره وتأكل ما في طريقها |
İlkbaharda karlar eriyince cesedi ortaya çıkacak. İşte o zaman katilini bulacağım. | Open Subtitles | في الربيع وقالت انها سوف تأتي من خلال الثلج. |
İlkbaharda, Sally Moffat'ın töreni için Meg'i hazırladık. | Open Subtitles | في الربيع لقد جهزنا المنزل استعدادا لحضور ميغ حفله ظهور سالي للمجتمع |
Gelecek ilkbaharda, güney tarlasını ektiğin zaman yeni gübremizi kullanmanı istiyorum. | Open Subtitles | نعم، في الربيع المقبل عندما تزرع أرضك أريدك أن تستخدم السماد الجديد |
Bunu, ilkbaharda yükselen su sıcaklıklarını ve ayın evrelerini kullanarak yaparlar. | Open Subtitles | ويقومون بذلك .. مستخدمين درجات الحرارة المرتفعة في الربيع و أطوار القمر |
Takriben bahar aylarında, üç dört aya biter hazırlığımız. | Open Subtitles | سنكون جاهزين في الربيع أي بعد 3 أو 4 أشهر |
Mısır tohumları genellikle bahar aylarında ekilir. | Open Subtitles | ومن الأرجح بذور الذرة للزراعة، وتأتي في الربيع. |
"Bahar da bile acı çektiler..." | Open Subtitles | و الكل أصبح بائساً ...حتى في الربيع |
Gelecek bahar için... | Open Subtitles | في الربيع التالي. |
Geçen Baharda bir pulluk yarışması düzenledik. | Open Subtitles | كان لدينا مسابقة تنافس في الفلاحه في الربيع الماضي |
# Bir şey ilk baharda açan... #...çiçekler gibi hoşa giderse... | Open Subtitles | عندما نقول هذا # رحّبوا بالزهور التي تتفتح # براعمها في الربيع |
Bazen bahar zamanı, güneşin sıcaklığı ilk vurmaya başladığı anlarda birkaç kardelen görüverirsiniz. | Open Subtitles | احد الايام في الربيع كان هناك الثلج ثم جاءت اولى خيوط الشمس لتدفئك |
Ve bahar ayında merkezimde ilk göreceğiniz şey, sizi karşılayan su olacak-- su hayattır ve insanlık ihtimalinin suyu. Ve bu daha insanlara bir konuşma yapmadan önce dahi, onlar hakkında ne hissedeceğinle ilgili bir fikir ve beklenti oluşturuyor. | TED | لذا فان اول ماتراه في مركزي في الربيع هي الماء التي تستقبلك -- الماء هي الحياة هي امكانية الانسان. وتحدد موقفا و توقعا حول شعورك نحو الناس، حتى قبل ان تلقي عليهم خطابا. |
Bahar gelince de eritip içerdik. | Open Subtitles | ثم تذوب في الربيع ونشربها |
Bir ilkbaharda, bir de sonbaharda. | Open Subtitles | مرة في الربيع وفي الخريف... |
Bahar geldiğinde karlar eriyecek ve geçitler açılacak. | Open Subtitles | في الربيع سيذوب الجليد ويمكن التحرك |
O yaz çok kurak geçmişti ve zaten yüzlercesi susuzluktan ölmüştü. | Open Subtitles | والتحول إلى ألاسفل في الربيع عندما كريك جفت وأنهم جميعا ماتوا |
sonbaharda yapraklarını dökmüş bir ağacın üzüntüsünü anlayabilmek için, baharda yeniden çiçekler açtıran yaşam döngüsünü iyi kavramak gerekir. | TED | فهم سبب حزن الأشجار التي تفقد أوراقها في الخريف هو محاولة لفهم دورة الحياة التي تعطينا أزهارا في الربيع. |