Aslında onu Teach'in kuzeni bırakacaktı. Ama Trafiğe takılmış... | Open Subtitles | من المفترض أن تعلمنا القيادة الكثير منا يعلقون في الزحمة |
Ev numarası bir saattir meşgul durumda. Richie Trafiğe takılmış. | Open Subtitles | وهاتف المنزل مشغولاً منذ ساعة ريتشي عالق في الزحمة |
Trafiğe yakalanmak istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أُريدُ أَنْ أقف في الزحمة. |
Kalanını da trafiğin kontrol edilmesi için kaybetmek üzereyim. | Open Subtitles | وعلى وشك الباقي في الزحمة المروريّة. |
trafiğin içinde sekiz çizerek gidiyordu. | Open Subtitles | أصدمنا في الزحمة |
Trafiğe kalmak istemiyorum, tamam mı? | Open Subtitles | لا أريد أن أخرج في الزحمة ، حسناً ؟ |
- Trafiğe takılmıştır. | Open Subtitles | عالقة في الزحمة |
Trafiğe takılmış olmalı. | Open Subtitles | لا بد وانها عالقه في الزحمة |
Muhtemelen Trafiğe takılmıştır. | Open Subtitles | ربما هو عالق في الزحمة |
Trafiğe yakalanacağız. | Open Subtitles | سنكون عالقين في الزحمة |
Pilota ne oldu? O da mı Trafiğe takıldı? | Open Subtitles | الطيار عالق في الزحمة أيضاً |
Peder Bob Trafiğe sıkışmış. | Open Subtitles | القس (بوب) علق في الزحمة. |
- Trafiğe takıldık. | Open Subtitles | -عالقان في الزحمة المروريّة . |
Yani Claire derse ki "trafiğin sıkışmasından nefret ediyorum" "erken çıksaydın o zaman" ya da "otobanı kullanma" demeyeceğim. | Open Subtitles | إذًا إذا قالت "كلير" ( أكره أن أعلق في الزحمة ) -ليس علي القول ( كان عليكِ أن تغادري مبكرًا ) -لا |