Bir de Doğu Yakası Barlar Birliği'nin veri tabanına bakalım. | Open Subtitles | حسناً هذا ما أريد فعله لنتصل بهيئة الحانات في الساحل الشرقي |
Doğu Yakası'nın en büyük şarap dağıtıcısının varisi. | Open Subtitles | و هي وريثة لأحد أكبر شركات توزيع النبيذ في الساحل الشرقي. |
bu ağaç doğu kıyısında neredeyse hiç yok fakat bu kabuk yeni soyulmuş. | Open Subtitles | شجرة معدومة الوجود تقريبا في الساحل الشرقي لكن هذا اللحاء تم تقشييره مؤخرًا |
...doğu yakasında, yani 09:30'da ne olacağı? | Open Subtitles | ماذا يحدث في الساحل الشرقي أين سيكون في التاسعة والنصف صباحاَ ؟ |
Asıl soru ne olduğu, ve neden bir suikast timi doğu da, bunu korumak için insanları öldürüyor? | Open Subtitles | السؤال هُو ماذا يكون، وما سبب تواجد فريق إغتيال يتحرّك في الساحل الشرقي يقتل الناس لحمايته؟ |
doğu sahilinde bunla çalışabilirsin. | Open Subtitles | ينبغي أن تكون قادراً على العمل في الساحل الشرقي مع هؤلاء. |
Amerika'nın doğu kıyılarında, teknelerle Atlas Okyanusu'na götürülen mültecilerin görüntüsünün ise, Dunkirk'i anımsattığı söylendi. | Open Subtitles | و في الساحل الشرقي من أمريكا إنها كذكرى لدنكرك و القوارب تأخذ اللاجئين خارج الأطلسي |
Doğu Yakası'nda "şeytanın bacağını kır" Batı Yakası'nda "dişini kır" demek. | Open Subtitles | "في الساحل الشرقي "الساق المكسورة "وفي الساحل الغربي " فقدانك لسن |
Geçen hafta Doğu Yakası Göçmen Merkezi'nden gelen tüm şüpheli yabancılar orada. | Open Subtitles | هذه هي جميع الجنسيات الأجنبية المُشتبه بها والتي أتت خلال دائرة الهجرة في الساحل الشرقي الأسبوع الماضي |
Başkanı öldürmek Doğu Yakası'na da büyük zarar verir. | Open Subtitles | أقتل الرئيس و تصنع فجوة كبيرة في الساحل الشرقي |
Doğu Yakası Direnişi'nden birisi bana yardım etti. | Open Subtitles | وشخص من المقاومة في الساحل الشرقي ساعدني |
Meyerist harekatının Doğu Yakası sorumlusu. | Open Subtitles | المسؤول عن الحركة المايرزميه في الساحل الشرقي |
Doğu Yakası'na olan ilk melez saldırısından bu yana... cevaplarımız değil sorularımız arttı. | Open Subtitles | الأسئلة أكثر من الأجوبة في هذه الساعة بعد أول هجوم لكائنات مهجّنة في الساحل الشرقي |
bu ağaç doğu kıyısında neredeyse hiç yok fakat bu kabuk yeni soyulmuş. | Open Subtitles | شجرة معدومة الوجود تقريبا في الساحل الشرقي لكن هذا اللحاء تم تقشييره مؤخرًا |
oyunu görürsünüz. Okuduğum yer Gana'da buna 'Owari' denir, doğu kıyısında 'Mancala', Kenya'da 'Bao' ve başka yerde 'Sogo'. | TED | يدعونها في غانا, حيث درستها, أواري, هنا في الساحل الشرقي تدعى منكالا, و باو في كينيا, و سوغو في أماكن أخرى. |
doğu kıyısında buluşmak için anlaşarak, yola çıktılar. | Open Subtitles | {\1cH004fc5ec}واعدين بالإجتماع في الساحل الشرقي |
Bir saate kalmadan doğu yakasında yemek saati gelecek. | Open Subtitles | سيحل وقت العشاء في الساحل الشرقي في أقل من ساعة |
McGregor'un şantiyelerinden birine gizlemiş olsa bile, doğu yakasında yüzlerce 217 tane var. | Open Subtitles | في واحدة من مواقع شركة مكجريجور , من المحتمل انهم لديهم المئات 217 في الساحل الشرقي |
Alex hangi üniversiteye gidecek diye çıldırmış durumda biz de doğu yakasında bir yere gider diye çıldırmış durumdayız. | Open Subtitles | اليكس خائف حيال متى ستذهب الى الجامعة ونحن خائفون ان يكون في الساحل الشرقي |
Asıl soru ne olduğu, ve neden bir suikast timi doğu da bunu korumak için insanları öldürüyor? | Open Subtitles | السؤال هُو ماذا يكون، وما سبب تواجد فريق إغتيال يتحرّك في الساحل الشرقي يقتل الناس لحمايته؟ |
doğu sahilinde bir operasyonda kullanılacakmış. | Open Subtitles | سيتم استخدام الشحنة في عملية في الساحل الشرقي. |
Üç bomba var. Birisi doğu kıyılarında. Manhattan'da olmalı. | Open Subtitles | ثلاث قنابل , واحدة في الساحل الشرقي "قد تكون "منهاتن |