Bayan Chernus'un kardeşi, Natalya'nın amcası Ukrayna'daki Elçilikte benim için çalışmıştı. | Open Subtitles | شقيق السيدة تشيرنس عم ناتايا عملوا لدي في السفارة في أوكرانيا |
Şu an Elçilikte silahlı kişiler 60 kişiyi rehin almış durumdalar. | Open Subtitles | لدينا ستون في السفارة, بمسدسات موجهة نحو جماجمهم في الوقت الراهن |
Dünyaca ünlü mücevher, Pencap Yıldızı yarın, Pencap Büyük Elçiliği'nde sergilenecek. | Open Subtitles | اشهر الأحجار الكريمة المعروفة في العالم نجمة باكستان سوف تعرض في السفارة غدا |
2003'de irtibat sağlama göreviyle Kahire Elçiliği'nde çalışmaya başlamış. | Open Subtitles | بدء العمل كضابط وصل في السفارة المصرية عام 2003. |
Muhtemelen Mesken'deki kızını oradan çıkarmak için artık çok geç. | Open Subtitles | من الأرجح أن الأوان قد فات لتُخرج فتاتك في السفارة |
Japon elçiliğinin bir şelalesi var. | Open Subtitles | في السفارة اليابانية لديهم شلال |
Davetini kabul edemezdim. Kolombiya Büyükelçiliği'nde yemekteyim. | Open Subtitles | لم يكن ممكنا أن أقبل الدعوة لأن عندي عشاء في السفارة الكولمبية |
elçilik çalışanı olduğun sürece seni tutuklayamazlar. | Open Subtitles | لا يمكنهم اعتقالك ما دمت موظف في السفارة |
Yarın ABD Başkanı resmi bir ziyaret amacıyla büyükelçilikte olacak. | Open Subtitles | غدا الرئيس الأمريكي سيكون في السفارة كجزء من الزيارة الرسمية |
Geçen Pazar seni Elçilikte bekledim. Ne oldu? | Open Subtitles | لقد أنتظرتك في السفارة يوم الأحد الماضي, ماذا حدث؟ |
Salı akşamı Elçilikte seçimler için parti verilecek. | Open Subtitles | هناك حفلة في السفارة يوم الثلاثاء بمناسبة الانتخابات |
Adamlarımın Elçilikte sorun yaşamayacakları konusunda size güvenebilir miyim? | Open Subtitles | أنا أثق برجلي إنه لن يواجه أي مشكلة حتى في السفارة |
Ailesi Roma'daki Elçilikte annemle çalışmıştı. | Open Subtitles | والداه كانا يعملان مع امي في السفارة في ايطاليا |
Elçilikte bir şey olduğunu hep biliyordum, ve kimsenin bunun hakkında konuşmadığını. | Open Subtitles | لطالما علمت أنك شخص ذو شأن في السفارة شخص لم يتكلم عنه أحد |
ABD Elçiliği'nde temizlik işlerinin başında. | Open Subtitles | إنه رئيس خدمات الحراسة في السفارة الأميركية |
Hem Sovyet Elçiliği'nde hem de kendi devletinin içinde. | Open Subtitles | في السفارة الروسية , وداخل حكومتك الخاصة |
Amerikan Elçiliği'nde çalışan bir İngiliz polisiyim, bu davayı artık ben yürütüyorum. | Open Subtitles | أنني أعمل في السفارة الأمريكية و الشرطة البريطانية. و لقد توليت هذه القضية. |
Mesken'deki bilim ve teknik memurları üstünkörü bir inceleme yaptı. | Open Subtitles | ضباط العلوم والتقنية في السفارة ألقوا نظرة سريعة عليها و؟ |
Hayır, öğrendiklerimi Mesken'dekilere anlatmadım. | Open Subtitles | ولا, لم أخبر أحداً في السفارة بما اكتشفته |
Japon elçiliğinin bir şelalesi var. | Open Subtitles | في السفارة اليابانية لديهم شلال |
İsviçre Büyükelçiliği'nin Amerikan İlişkileri bölümüne gideceksin. | Open Subtitles | اذهبي الى المصالح الأمريكية انها قسم في السفارة السويسرية |
Ben Riccardo Fontana. Papalık Büyükelçiliği'nde görüşmüştük. | Open Subtitles | انا ريكاردو فونتانا، شاهدتك في السفارة البابوية |
Bir başka elçilik çayına daha dayanamazdım. | Open Subtitles | أن مجرد التفكير في حفلة شاي أخرى في السفارة أصابني بالشلل |
Alexander'dan hiçbir iz yok, ne evinde, ne büyükelçilikte. | Open Subtitles | لا إشارة على وجود أليكساندر في بيته أو في السفارة. |