| İki çalar saat, Sabah kalkmanın yük olduğu anlamına gelir. | Open Subtitles | ساعتان منبهتان تعني العمل الروتيني بالنسبة لكِ للنهوض في الصباحِ |
| Sabah ilk iş kasabaya gideceğim. | Open Subtitles | أنا سأَتحرك إلى البلدة أول شيء في الصباحِ |
| Hala Thunder Bay'deyim, ama Sabah yine buraya gelebilirim. | Open Subtitles | انا ما زلتَ في ثاندر باي، لكن يُمْكِنُ أَنْ اتي ثانيةً في الصباحِ. |
| sabaha onları güney sırtında yoğunlaştırıcılar üstüne çalışırken görmek istiyorum. | Open Subtitles | في الصباحِ أُريدهم على الحافة الجنوبية يعملون فى هذه المكثفات |
| Q şimdi malla geldi. sabaha onlarla işimiz biter. | Open Subtitles | كيو حالا وَصلَ بها سَنَكُونُ مَعهم في الصباحِ. |
| Sabahları. protein almasını önerirdim. | Open Subtitles | أنا سَيكونُ عِنْدي مُقترحُ بَعْض البروتينِ في الصباحِ. |
| Sabahleyin işe geleceğimi söyledim. | Open Subtitles | قُلتُ بأنّني سَأكُونُ في العمل في الصباحِ. |
| Lütfen kal. Kalabalığız ve seni Sabah kasabaya bırakabiliriz. | Open Subtitles | من فضلك نحن عِنْدَنا المكان واسع و يُمْكِنُ أَنْ نوصلْك إلى البلدةِ في الصباحِ. |
| Tersane senin tekneyi Sabah ilk iş olarak halledecek. | Open Subtitles | سطح المركب سيثبتك فوق أول شيءٍ في الصباحِ |
| Ming soyundansın. Yarın Sabah onunla barışabilirsin. | Open Subtitles | أنت مِنْ دمِّ مينج ستنامين بحضنه ثانية في الصباحِ |
| Sabah erken gideceğim, yani seni tekrar göremeyeceğim. | Open Subtitles | سأغادر مبكراً في الصباحِ لذا فأنا لن أَستطيعُ رُؤيتك ثانيةً |
| Ama Margaret Sabah hala ölü olacak. | Open Subtitles | حَسناً، مارجريت ما زالَت سَتصْبَحُ ميتَة في الصباحِ. |
| Sen istifa etmiş olabilirsin, ama ben Sabah işe gideceğim. | Open Subtitles | أنت رُبَما استقلت، لَكنِّي عِنْدي شغلُ في الصباحِ. |
| Yarın Sabah istifanızı masamda istiyorum. | Open Subtitles | أَتوقّعُ إستقالتَكَ على منضدتِي في الصباحِ |
| Hafif bir şok. sabaha eve dönebilir. | Open Subtitles | الصدمة خفيفة يُمْكِنُة أَنْ يَذْهبَ إلى البيت في الصباحِ. |
| İyi uykular, aşağılık hain. sabaha asılacaksın. | Open Subtitles | نوما سعيدا أيها الخائن سوف نشْنقك في الصباحِ |
| Adli tabipe yola çıktığımızı söyle, ve o raporu sabaha masamda istiyprum. | Open Subtitles | أخبرْ الطبيينَ مُمْتَحِن نحن على طريقِنا، وأنا أُريدُ ذلك التقريرِ على منضدتِي في الصباحِ. |
| Sen Sabahları çalışmaya gidersin. Ben de seni beklerim. | Open Subtitles | أنت سَتَذْهبُ للعَمَل في الصباحِ وأنا سَأَنتظرُك |
| Ve Sabahları da oldukça erken kalkmamız gerekiyor. | Open Subtitles | ونحن يَجِبُ أَنْ نَنْهضَ مبكّرون جداً في الصباحِ |
| Bazen, Sabahleyin temiz bir sayfa açmak daha iyidir. İyi geceler çocuklar. | Open Subtitles | أحياناً هو أفضلُ لبَدْء جديدِ في الصباحِ. |
| Ama ilk olay Sabahleyin gerçekleşmişti. -Hareket tarzları farklı. | Open Subtitles | نعم، لكن إطلاق النار الأولَ حَدثَ في الصباحِ. |
| Hey! sabahın köründe seni burada görmeyi hiç ummazdım. | Open Subtitles | هيي أنا لَمْ أَتوقّعَ ان اراكي هنا في الصباحِ الباكر. |