Yani, doğada bu renkte gördüğüm bir şeyi düşünemiyorum, bu tona benzer. | TED | لا يمكنني التفكير في أي شيء تراه في الطبيعة يبدو بهذا اللون. |
Ve doğada bu kadar çok temel parçacık olması size tuhaf görünebilir. | TED | وقد يبدو غريبا أن يكون في الطبيعة.. هذا العدد الكبير من الجسيمات. |
Sen 216'yı seçtin ve doğada her yerde onu bulacaksın. | Open Subtitles | إخترت 216 و سوف تجده في كل مكان في الطبيعة |
Brazil Ornithological Society bu yüzden sadece kuşlar biz çok az bilgiye sahip olduğumuzu söylüyor doğadaki türler hakkında | TED | جمعية البرازيل للطيور، نحن الآن نتحدث عن الطيور فقط، هنالك إدعاءات أننا نعرف القليل جداً حول الكائنات في الطبيعة. |
doğanın en iğrenç yaratıklarının bile önemli sırları vardır, bir hamam böceği sürüsünün üzerine doğru gelmesini kim ister? | TED | حتى أقبح المخلوقات في الطبيعة لديها أسرار مهمة ، لكن من يريد سرباً من الصراصير أن يقترب منه ؟ |
Size diğer problemlerede uygulanabilir olan doğa çalışmalarından öğrendiğimiz karmaşıklık hakkında birkaç anlayışı paylaşmak istiyorum. | TED | إذا اريد اليوم ان اشارككم بمعلومتين تعلمانهم من التشعب الموجود في الطبيعة .. والتي يمكنك ان تطبق على المشاكل الاخرى |
Çünkü doğada, özellikle de bitkilerde Avrupa'nın emperyalist gücünün temelleri atılmıştı. | Open Subtitles | لأن في الطبيعة و خصوصاً النباتات تقع مؤسسات القوة الإمبراطورية بأوروبا |
doğada bizim anladığımız anlamda aşk varsa işte bu kesinlikle o olmalı. | Open Subtitles | لو كان يتواجد الحب الذي نعرفه في الطبيعة فلابدّ وأن يكون ذاك |
doğada şöyle bir kural var gibi, eğer geldiğin yere çok yaklaşırsan işler çirkinleşiyor. | TED | يبدو ان هناك قانون في الطبيعة انه عندما تقترب جدا من مصدر وجودك, يصبح ذلك بشعا. |
Ve aslında benzer çözümler elde etmek maksadıyla doğada bulunan çok sayıda örneğe dönebiliriz. | TED | وفي الحقيقة يوجد امثلة كثير في الطبيعة يمكنها ان تتحول الى حلول عملية |
doğada ışığı elektriğe çevirebilen birçok molekül var. | TED | حسناً .. في الحقيقة هناك الكثير من الجزيئات في الطبيعة التي تستطيع ان تحول الضوء الى كهرباء |
Ama doğada, tabî, hiç bir şey tamamen mükemmel değildir, yani bazen bir hata yapılır ve yanlış bir harf inşa edilir. | TED | ولكن لا شيء في الطبيعة يتم بصورة تامة تماماً احيانا يشوب الامر بعض الاخطاء فيرتصف حرفاً بصورة خاطئة |
GreenLab'daki açık havuz sistemimizde doğada gerçekleşen bir şeyi kullanıyoruz: dalgaları. | TED | في المعمل الأخضر في نظام البركة المفتوحة نستخدم شيئا يحدث في الطبيعة: الأمواج. |
Çoğu insan doğada kendinden geçiyor. | TED | كثيرٌ من الناس يجدون السمو بالذات في الطبيعة. |
Bu geçiş doğada sadece bir defa ortaya çıkan ve bazı bakterilerin başına gelen bir kaza değil. | TED | الآن هذا التحوّل لم يكن تحوّلاً استثنائياً في الطبيعة حَصلَ فقط مع بعض البكتيريا. |
Bu da şu yüzdendi: Bu noktaya kadar doğada bulduğumuz her hidrostatik iskelet aynı temel elementlere sahipti. | TED | وذلك بسبب ان كل هيكل هيدروستاتيكي وجدناه في الطبيعة حتى تلك اللحظة له عناصر اساسية. |
Geceleri bir araya toplanıp doğada en muazzam şeylerden birini oluşturuyorlar. Buna sığırcıkların dansı deniyor. | TED | و في الليل، تجتمع هذه الطيور وتقوم بصنع واحد من أكثر الأشياء المدهشة في الطبيعة كلها، وهو يسمى بالهمهمة. |
Bu doğadaki şekilleri tanıyabilme yeteneğini gökteki takvimi okuyabilmek için kullandık. | Open Subtitles | استخدمنا هذه الهبة لتمييز الأنماط في الطبيعة لنقرأ الرُزنامة في السماء. |
Ben bir paleoantropolojistim ve benim işim insanın doğadaki yerini ve bizi neyin insan yaptığını tanımlamaktır. | TED | أنا عالم حفريات أنثروبولوجي، ومهمتي هي التعرف على مكان البشر في الطبيعة وإستكشاف ما يجعلنا بشراً، |
İşte biz bir farklı bir yapı tasarladık, doğadaki kemik ya da iskelet tasarımlarını taklit eden bir yapı bu. | TED | لذا أنشأنا بنية مشوشة جدا تحاكي تصاميم العظام، أو الهيكل العظمي، التي توجد في الطبيعة. |
Kendimizi doğanın içinde gördüğümüz zaman, bizi de birbirimize bağlıyor her birimizi, çünkü çok açık hepsi birine bağlı. | TED | عندما نرى أنفسنا في الطبيعة , هي أيضا تربطنا ببعضنا جميعا , لأنه من الواضح أننا جميعا واحد |
doğa ile oynadığımızda sık sık büyük, istenmeyen sonuçlar ve zincir reaksiyonlar ortaya çıkıyor. | TED | غالباً تدخلنا غير الماهر في الطبيعة يؤدي إلى عواقب غير مقصودة وسلسلة من ردات الفعل |
doğaya bilimin çekici gözlükleriyle derinlemesine bakıldığında tasarımcılar, tasarım metodolojisinin çok temel esaslarını şekillendiren kurallar, işlemler ve malzemeler, | TED | بالنظر عميقًا في الطبيعة من خلال منظور العلوم يستخرج المصممون المبادئ والعمليات والمواد التي تُشكل القاعدة الأساسية لمنهجية التصميم |
Bugün hakkında konuşmayı düşündüğüm şey, tabiat hakkında bir düşünce biçiminden mimarinin izlediği bir diğerine geçiş hakkında olacak. | TED | ما ظننت أنني سوف أتحدث عنه اليوم هو الإنتقال من أحدى أنماط التفكير في الطبيعة إلى نمط آخرتتتبعه الهندسة المعمارية |