2017'deki yaklaşan kendi seçimimizi düşündüğümüzde ise siyaseti ele alış şeklimizi kesinlikle değiştirmemiz gerektiğini biliyorduk. | TED | وعندما كُنَّا نُفكر في انتخاباتنا القادمة في 2017، كُنَّا نعلَم أنه كان علينا إعادة النظر في الطريقة التي نتعامل بها مع السياسة. |
Teknolojiyi kullanarak tedarik zincirlerinde şeffaflık ve izlenebilirlik yaratabileceğimize ve böylece insanlar olarak ürünleri satın alma veya üretme şeklimizi kökten değiştirebileceğimize inanıyoruz. | TED | ونحن نؤمن بأنه من خلال استخدامنا للتقنية نستطيع أن نساعد في خلق الشفافية وإمكانية التتبع في سلاسل الإمداد، ومن خلال هذا نساعد في إحداث ثورة كاملة في الطريقة التي نشتري بها وننتج أيضاً منتجات كبشر. |
Bununla birlikte, doğanın çevremizi tasarlama ve inşa etme şeklimizi nasıl köklü biçimde değiştireceğini ve coelicolor gibi organizmaların kumaşlarımızın geleceğini geliştirmeye yardım edeceğini anladım. | TED | ومنها فهمت كيف ستحدث الطبيعة ثورة في الطريقة التي نصمم ونبني بها بيئتنا، وتلك الكائنات المماثلة لسيليكولور سوف تساعد علي ازدهار مستقبل الخامات. |