On yaşında birine kaybetmez. - Heh-heh! | Open Subtitles | هذه كماشة محكمة، لا يمكن لها الفشل ضد طفل في العاشرة |
On yaşında olması gerekir. Güzel saçlı, sağ yanağında bir beni var. | Open Subtitles | نعم، حسناً، هو سيكون في العاشرة شعر متوسط النعومة، مع نمشة على خده الأيمن |
Carter orta yaş bunalımına girmiş, On yaşında bir çocuk. | Open Subtitles | كارتر فتى في العاشرة مع ازمة منتصف العمر |
Yarın saat onda onu bana getiriyorsunuz, Bay? | Open Subtitles | حسنًا، أنت ستحضره لي غدًا في العاشرة يا سيد ... ؟ |
Bu akşam geri gelecek. Bu akşam saat onda. | Open Subtitles | وقال أنه سيعود في العاشرة مساءاً |
Ben 10 yaşındayken babam beni ve Uncas'ı, Papaz Wheelock'un okuluna gönderdi. | Open Subtitles | لقد أرسلني أبي و أنكاس لمدرسة المبجل ويلوك حين كنت في العاشرة |
Hanginiz On yaşında hedefi on ikiden vurabiliyordu? | Open Subtitles | و من منكم كان رامياً ماهراً في العاشرة ؟ |
On yaşında bir çocuk olası apandisit vakası. | Open Subtitles | حالة إلتهاب محتملة للزائدة الدودية لدى طفل في العاشرة |
On yaşında, böyle bir şeyden korkmaması lazım. | Open Subtitles | انه في العاشرة من عمره لا يمكنه ان يكون خائف من هراء مثل هذا |
Bir seansımı yarıda kesti, ve şimdi Grand Cherokee'mde bekleyen On yaşında bir hastam var. | Open Subtitles | قاطعني في منتصف الجلسة و الآن هناك مريضة في العاشرة تنتظر في سيّارتي الشيرووكي. |
Daha On yaşında, ne bağımsızlığı? | Open Subtitles | إنها في العاشرة من عمرها أيّةُ إستقلالية تتحديث عنها؟ |
Biz On yaşında bir kızı vurdurmaktan onunla ilgileniyoruz. | Open Subtitles | نحن نريده للأمر بقتل قتاة في العاشرة من العمر |
85 yaşında Modesto'da On yaşında bir kız öldürüldü. | Open Subtitles | قتل فتاة في العاشرة من عمرها في موديستو 85 |
- On yaşında bir çocuk sana şebek dedi. | Open Subtitles | أرقص فحسب ، أيها القرد يا للعجب ، صبي في العاشرة لتوه نعتك بالقرد |
- Ne popoydu ama, On yaşında kız gibi. - Gerçekten mi? | Open Subtitles | يا لها من مؤخرة لطفلة في العاشرة حقاً؟ |
On yaşında, bir yetişkinin gelişen vücudu içinde. | Open Subtitles | إنه في العاشرة من عمره بجسد رجل بالغ |
Matthew Wakefield'ın, On yaşında John adında bir oğlu vardı. | Open Subtitles | "ماثيو ويكفيلد" كان لديه صبياً في العاشرة من عمره، يُدعي "جون". |
- Bu On yaşında bir çocuk. - Sam... Ama kolu kesilmiş. | Open Subtitles | فتى في العاشرة من عمره تمّ قطع ذراعه. |
Yarin burada ol. Dakikasi dakikasina saat onda. | Open Subtitles | كُن هنا، في العاشرة من صباح الغد |
İlk olarak, annemle ben saat onda yemek yemeyiz. | Open Subtitles | أولاً, والدتي وأنا لا نأكل في العاشرة |
saat onda orada olacağım. Söz veriyorum. | Open Subtitles | سوف أكون هناك في العاشرة ،أعدك |
Annem, daha ben 10 yaşındayken gecenin bir yarısında komünistler tarafından alınmıştı evimizden. | Open Subtitles | والدتي أخذها الشيوعيون من المنزل في منتصف الليل، وأنا في العاشرة من عمري. |