Washington'dan bir teklif aldı benim de onunla gitmemi istiyor. | Open Subtitles | لقد حصل على ترقية في العاصمة وطلب مني الذهاب معه |
Aksi halde, Washington sakinleri gözü kara biri olmadığımı düşünebilir. | Open Subtitles | وقد يقول بعض المدنيين في العاصمة إنني لا أملك الجرأة |
Yerine birinin seçilme konusunu düşününce beni başkentte gözetecek birine ihtiyacım var. | Open Subtitles | في ما يخص اختيار البديل عنك أحتاج إلى شخص سيحميني في العاصمة |
Ne Atlanta'da, ne DC'de, ne de New York'ta ona göre iş var. | Open Subtitles | لاتوجد لديهم وظائف من أجلها, في العاصمة, أو نيو يورك , أو أتلانتا, |
Burada, Başkent'te bir KGB ajanını öldürecekler. | Open Subtitles | سيقومون بقتل عميل مخابرات روسية هنا في العاصمة |
Başkentteki yerel cinayetleri önlemek yerine bizim için akıllarında daha büyük şeyler vardı. | Open Subtitles | . لديهم مشاريع كبرى لنا . تَفُوق إيقاف بعض القتلة المحليين في العاصمة |
Gözümü açtığımda Metropolis Hastanesi'nde ve tamamen keldim. | Open Subtitles | الشئ التالي الذي أذكره هو استيقاظي في العاصمة أصلع تماماً |
Ve Washington D.C.'deki her ofiste oy toplama görevlileri var. | Open Subtitles | أجل، ولديهم جماعات للسلطة التشريعية في كل مكتب في العاصمة |
Bir ay önce Washington'da kendi restoranını açmaya karar vermiş. | Open Subtitles | وقرر فتح مطعمه الخاص هنا في العاصمة قبل شهر واحد |
Washington'dan bir teklif aldı benim de onunla gitmemi istiyor. | Open Subtitles | لقد حصل على ترقية في العاصمة وطلب مني الذهاب معه |
Önce Washington'a uğrayacağız, orada görüşmemiz gereken bazı dostlarımız var. | Open Subtitles | مع بضع توقفات في العاصمة. لدينا بعض الأصدقاء والمعارف هناك. |
Ve bunu çoğaltmak için planlarımız var; Washington'da, Detroit'te, New York'ta ve New Orleans'ta. | TED | ولدينا خطط لتكرارها في العاصمة واشنطن، ديترويت، نيويورك ونيو اوريانز. |
1896'da, Washington D.C'deki Renkli Kadınlar Ulusal Derneği'nin kurucu toplantısında ve daha sonra Rochester New York'ta | TED | في عام 1896، ظهرت في المؤتمر التأسيسي للرابطة الوطنية للنساء غير البيض في العاصمة واشنطن. |
başkentte masa başında böyle bir manzaran olmaz herhalde değil mi? | Open Subtitles | نعم، لن ترى مشهد كهذا وراء مكتب في العاصمة ؟ |
Kyoto'yu fethedip bayrağımızı başkentte dalgalandırmak çok uzun zamandır düşlediğim birşeydi. | Open Subtitles | لإِحْتِلال كايوتو لوَضْع أعلامِي في العاصمة كَانَ حلمَي الطويلَ العزيزَ |
başkentte kıyafetlerim yağmurdan sırılsıklam olana kadar dolandım, pislik herifin çöpü çıkartmasını bekledim ve ülkenin ne kadar iyi olduğunu anlatacağı basın toplantısını yapınca ve refah nutukları başlayınca. | Open Subtitles | متسكعاً في العاصمة تحت المطر حتى تتبلل بضاعتي منتظراً ذلك الوغد ليرمي القمامة ويحضر المؤتمر الصحفي حول عظمة هذه الدولة |
Burada, DC'de, Fire Drill Fridays'te, | TED | كما نشعر به خلال المظاهرات الأسبوعية كل جمعة هنا في العاصمة. |
Holly beni esir etti gün boyunca ve ben burada DC'de kaynanalarla başbaşayım. | Open Subtitles | هولي أوقفني يوما و انا هنا لوحدي في العاصمة مع أهل زوجتي |
Başkent'te on sekizinde içebiliyorken niye Maryland'a geldiniz ki? | Open Subtitles | لماذا تأتين الى ولاية ميرلاند بينما يمكنكم الشرب بعمر الـ18 في العاصمة |
Başkentteki uzmanlar bile ne yapacaklarını bilmez haldeler. | Open Subtitles | حتى المختصون في العاصمة لم يجدوا علاجاً لها |
Sizi Metropolis' teki en iyi özel güvenlik firması sanıyordum. | Open Subtitles | حسناً من المفترض أنكم أفضل شركة أمن في العاصمة |
Aslında Milli Güvenlik toplantısı için bu akşam Başkente gidiyorum. | Open Subtitles | في الحقيقة ، سأكون موجودة في العاصمة الليلة لإحضار توصيات مجلس الأمن القومي لكني سأتصل بهم وأُعلمهم أنني لن أستطيع |
Hoş geldin Peeta. Capitol'ü nasıl buldun? | Open Subtitles | بيتا , مرحبا , كيف تجد الحياه هنا في العاصمة ؟ |
Tek bir telefonla Başkent'teki bütün SWAT takımlarını... | Open Subtitles | مكالمة هاتفية واحدة، وأستطيع أن حشد فريق سوات في أي مكان في العاصمة |
Ama bu sırada Cumhuriyet Şehri'nde Anti-Bükücülük devriminin ayak sesleri duyulmaya başlamıştır. | Open Subtitles | لكن في الوقت نفسه الثورة المناهضة للمتحكمين تُحضر في العاصمة |