İngilizler kahvaltıda, Amerikalılar da akşam yemeğinde bombalıyorlar. | Open Subtitles | قنابل البريطانيين في الإفطار،و الأمريكين في العشاء |
Jane, Dr Meinheimer yarınki akşam yemeğinde neler söyleyecek? | Open Subtitles | ايه اللي الدكتور مينهيمر هيقوله بكرة في العشاء |
Pekala neden Ulu Chambers'la lüks akşam yemeğinde değilsin? | Open Subtitles | أذاً لمـاذا لست في العشاء الغني بتفاخمه، اللّورد تشامبيرز؟ |
Eğer istersem artıkları yemek için tabakları bekleyebileceğimi söyledi. | Open Subtitles | و سألني لو أردت أن يدرج اسمي على قائمة الإنتظار في العشاء |
Hey, millet, Bu akşam yemekte ne yapıyorsunuz? | Open Subtitles | يا، شباب ، ماذا ستفعلون في العشاء الليلة ؟ |
"Aksi halde her kahvaltıya 4,akşam yemeğine de 8 tokat yersin. Tamam mı?" | Open Subtitles | ما عدا ذلك ، أنت ستحصل على أربعة صفعات في الفطور وثمانية في العشاء ، حسناً |
Fräulein her Yemekte mi, yoksa sadece akşam yemeğinde mi bizi bu ender ve harika yeni dünyaya götürmek niyetindesiniz? | Open Subtitles | آنستي... هل سيكون هذا في كل وجبة... أم في العشاء فقط... |
Dün gece yemekte bir beyefendinin yanında oturdum ve bana öfkeyle neden şehrimizin bu kendilerine yardımı olmayanlara yardım etmesi gerektiğini sordu. | Open Subtitles | الليلة الماضية، جلست بجانب رجل وسيم في العشاء و سألني في غضب لماذا يجب على مدينتنا أن تساعد الذين لا يساعدون أنفسهم. |
akşam yemeği için çok daha resmi şeylere ihtiyacınız olacak. | Open Subtitles | انك تحتاجين إلى شيء رسمي اكثر في العشاء |
Tıpkı ikimize akşam yemeğinde yaptığın gibi içmesi için onu gaza getirip durdun. | Open Subtitles | أنا واثقة أنك شجعتها لتشرب كما فعلت بنا في العشاء |
- Evet, seninle konuşmak istiyorum. - Geçen geceki akşam yemeğinde. | Open Subtitles | نعم، أريد أن أكلمك - في الليلة الفائتة في العشاء - |
Üçünüzü de götürsem nasıl olur? Harika. akşam yemeğinde benle ilgili söylediklerine inanamıyorum. | Open Subtitles | حسناً ماذا عنكن أنتن الثلاثة؟ لا أستطيع أن أصدق ما قلتهِ عني في العشاء أمس |
Bir gecede iki bin papel kazanan bir fahişe kesinlikle akşam yemeğinde cimrilik yapmaz. | Open Subtitles | عشرة آلاف وفتاة توصيل ليلي بالتأكيد ليس البخل في العشاء |
akşam yemeğinde ne yapacağım o zaman ona? | Open Subtitles | حسنٌ، مالذي يجب عليّ إعداده لأجله في العشاء .. |
O geceki akşam yemeğinde, yeni satışını kutlamak için bir şişe şarap açarak, eşinizi içki içmeye teşvik etmediniz mi? | Open Subtitles | تلك الليلة في العشاء ، ألم تقم بفتح زجاجة نبيذ وحتى شجعت زوجتك لتشرب كأساً لتحتفل ببيعها الجديد ؟ |
akşam yemeğinde, mezuniyetten günler önce evlenme teklifi etmek için dizlerinin üstüne çöküp... | Open Subtitles | في العشاء أيام قبل التخرج نزل على ركبيته لكي يتقدم لزواجي |
Ve Launcelot, akşam yemeğinde Lorenzo'yu göreceksin. | Open Subtitles | لونسيلوت، قريبا في العشاء سترى لورينزو |
Ve ben döndüğümde diğerleri onun bacağını yemek için pişiriyorlardı. | Open Subtitles | وعندما عدت بقية المجموعة كانوا يطبخون سيقانه في العشاء |
Eğer benimkini bu akşam yemekte giyersen feci derecede seksi olacağını düşünüyorum. | Open Subtitles | , كنت أفكر أنه سيكون من المثير أن ترتدي ملابسي اليوم في العشاء |
Çaya gelemeyeceğini ama akşam yemeğine katılacağını söylüyor. | Open Subtitles | تقول انها لن تحضر للشاي ولكنها ستنضم إليكم في العشاء. |
Yemekte mi? | Open Subtitles | في العشاء ؟ |
Size yemekte bir parça turta ikram ediyorlar diye kendinizi şampiyon sanıyorsanız yanılıyorsunuz. | Open Subtitles | أنتم مخطؤن إذا اعتقدتم أنكم أبطال لأنهم يعطونكم قطعة فطيرة في العشاء أنتم مخطؤن |
Ailem pazar günü akşam yemeği için gelmişlerdi. | Open Subtitles | عائلتي جاءت في العشاء يوم الأحد |
Herhalde dün gece akşam yemeğini fazla kaçırdın, şimdi hayal gücün... | Open Subtitles | ربما أثقلت في العشاء ليلة أمس, والآن خيالك... ـ |