Bunları Tavan arasında buldum. Nereye bırakayım? | Open Subtitles | لقد وجدت هذا في العلية أين تريدون مني وضعه ؟ |
Çocuğu yıllarca Tavan arasında saklamış ve kimseye söylememiş olmalı. | Open Subtitles | حبست الصبي في العلية لسنوات ولم تخبر أحداً أبداً |
Eğer getirmişlerse yukarıda Tavan arasında olabilirler. | Open Subtitles | لا أدري لو أحضروها إلى هنا فإنها ستكون في العلية |
Belki olaylar durulana kadar Çatı katında saklanabilirim. | Open Subtitles | مهلا، ربما يمكنني ان اختبيء في العلية حتى ينتهي كل هذا الأمر. |
Neden onları Çatı katında bir kutunun içine kapatmıyorsun? 21'e geldiklerinde çıkartırsın. | Open Subtitles | لم لا تغلقين عليهم في صندوق في العلية, وتخرجينهم حين يصبحوا في الـ21؟ |
Tavan arasındaki pencereye ne olduğunu hala bilmediğime inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصدق ما زلت لا أعرف ما حدث لالنافذة في العلية. |
Çatı katındaki ilk büyük kız odasıydı. | Open Subtitles | غرفتها الأولى كفتاة ناضجة في العلية |
Sinsi alçak. Radyosu, Tavan arasında. | Open Subtitles | الوغد الحقير , انه لديه المذياع في العلية |
Ama Tavan arasında altı-yedi tane ampullü oyuncak fırın var. | Open Subtitles | ولكني أعرف أن هناك ستة أو سبعة سهلة خبز الأفران في العلية. |
Tavan arasında bir sürü şey var, Hepsini gözden geçirmeyi düşünüyorum. | Open Subtitles | لدى أعمال كثيرة في العلية كنت أنوى فعلها.. |
Tavan arasında seni daha güzel gösterecek bir portre var. | Open Subtitles | في العلية هنالك صورة لك تقول أنكٍ اصبحتي أجمل |
Sen Tavan arasında işkence kim yeterince endişesi olmadan yapmak şeyler var. | Open Subtitles | لدي ما يكفي من الأشياء لأفعلها بدون القلق بشأن . من تعذبين في العلية |
Tavan arasında oturup portakal yemiş ve Margot Wilton'ı dikizlemiş. | Open Subtitles | لقد كان جالسا في العلية يتناول البرتقال بينما يشاهد مارجو ويلتن |
Tavan arasında yaşayan başka biri de mi var yoksa? | Open Subtitles | هل لديك شخص ستضعينه في العلية أيضا؟ لا. أنا أحفظ سطوري |
- Çatı katında bir ceset var. - Biliyorum. | Open Subtitles | هنالك جثة ميتة في العلية ماهذا |
Evet, Çatı katında. | Open Subtitles | أتقيمان هنا يارفاق ؟ أجل ، في العلية |
Çatı katında içecek bir şeyler olması gerek. | Open Subtitles | ـ كلا هناك بعض الزجاجات في العلية. |
Açık yakalamak istediğimden değil de, manyak bir katil 15 yılını Çatı katında geçirecek. | Open Subtitles | لا أحاول pick holes, لكن لمدة 15 عاماً قضاها قاتل مختل يختبئ في العلية |
- Kuş gibi ses çıkarmıyorlar. - Tavan arasındaki fareler sanıyor. | Open Subtitles | لا تبدو لي كالطيور تظن بأن هناك فئران في العلية |
Çatı katındaki resmin yüzünden | Open Subtitles | توجد صورة لك في العلية |
Bu çatı katı odası 1926'da Heisenberg'in çalışma odasıydı. | Open Subtitles | هذه الغرفة في العلية كانت مكتب هيزنبرج في عام 1926 |
Eğer bana kalsaydı seni Tavan arasına kaldırırdım. | Open Subtitles | لو كان الأمر يعود إليّ, كنت لأضعك في العلية |
Anlamıyorum. Yetişkin biri Tavan odasında yaşıyor. Orada güvende olmaz. | Open Subtitles | لا أهتم بما تقولين ، لا يمكن لرجل عاقل أن يعيش في العلية ، إنها ليس بأمان هناك |