Benim Baudji der ki gerçek aşka hayatta bir defa rastlarsın, o zaman önünde hiç bir güç duramaz. | Open Subtitles | ابي قال، الحبّ الحقيقي يَحْدثُ فقط مرة واحدة في العمر وعندما يحدث لا شيء يمكن ان يقف في طريقِه |
15 yaşında, dünyanın en genç kadın pilotu olup solo uçuşlar yapan bir pilot için kadeh kaldırmak istiyorum. | Open Subtitles | أود أن أقدم النخب إلى صف اليطارين. التي في العمر 15 كانت أصغر طيار في العالم. التي طارت بالسولو. |
Yani, çocuklar iyi. Bu durumda yaşlı kadının kusursuz bir bakıcı olduğunu söyleyebilirim! | Open Subtitles | الأطفال بشكل جيد , وأن هذا كان مرة واحدة في العمر مربية مثالية. |
Ve şu sonuca vardım, yaşlanma için daha uygun olan metafor bir merdiven -- insan ruhunun göğe yükselişi, bize bilgelik, bütünlük ve gerçeklik getiriyor. | TED | واكتشفت ان افضل تعبير مجازي عن التقدم في العمر هو الخط التصاعدي انه خط تصاعد الروح البشرية التي ستوصلنا الى الحكمة و الكلية و الأصالة |
Zengin olmalılar çocuklar uygun yaşta olmalı ve anneleri güzel olmalı. | Open Subtitles | يجب أن يكونوا أغنياء. ولديهم أطفال في العمر المناسب. ولديهم أمهات جميلات. |
Bu insanları görebilmek insana ömründe bir kez nasip olur. | Open Subtitles | وهي تحدث مرة واحدة في العمر أن ترى كل هؤلاء الناس |
- Tahmin ettim. Senden epey genç. - Neden epey dedin? | Open Subtitles | أعتقد أنه لا يمكنك معرفته ، إنه أصغر منك في العمر |
Aynı zamanda zanlının Yaşını tahmin etmek en zor şeydir ve sırf birinin yaşı tutmuyor diye onu kolayca soruşturma dışında bırakmam. | Open Subtitles | وانه يجب عدم استبعاد شخص ابدا بسبب اختلاف في العمر ماذا عن التكهن؟ بانه بسبب عدم وجود اي دليل في مسرح الجريمة |
Bu istediğim çok fazla biliyorum ama bu insanın hayatında karşısına bir kez çıkabilecek bir fırsat. | Open Subtitles | أعرف أنّني أطلب الكثير... لكن، يا إلهي... ، هذه فرصة تتاح مرّة واحدة في العمر. |
Şimdi tüm sorun yaşlanmak. Şöyle ki, 65 yaş üstü insanlar intihar olasılığı en yüksek insanlardır. | TED | والان المشكلة أن مع كل هذا العدد المتقدم في العمر هي أن الذين تعدت أعمارهم الـ 65 هم الأكثر عرضة للإنتحار. |
Bunun yanında, yaşlandıkça daha zayıf hale geliyor olmamız da yadsınamaz bir gerçek. Bu durumda, daha önceden yapabildiklerimizi, yapamaz hale geliyoruz. | TED | والأشد من ذلك هو مع ازديادنا في العمر نصبح أضعف ولا نستطيع القيام بالمهام التي كنا نفعلها من قبل |
Benim Baudji der ki gerçek aşka hayatta bir defa rastlarsın, o zaman önünde hiç bir güç duramaz. | Open Subtitles | ابي قال، الحبّ الحقيقي يَحْدثُ فقط مرة واحدة في العمر وعندما يحدث لا شيء يمكن ان يقف في طريقِه |
Bu arada ben hayatta bir kez yakalayabileceğim yüksek kalite bir fantezi yaşamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | في هذه الأثناء تعثرت في خيال راقي و يحدث مرة واحدة في العمر هنا |
Böyle bir fırsat hayatta bir defa gelir. | Open Subtitles | أصغ, هذه فرصة لا تأتي إلا مرةً واحدة في العمر |
Senin yaşında, senin deri rengine ve kan grubuna sahip. | Open Subtitles | أجل، وهو يطابقك في العمر ومرونة النسيج الجلديّ وفصيلة الدم |
Bu yaşında, hafta hafta ne kadar değiştiklerini görmek inanılmaz. | Open Subtitles | رائع أن نرى كيف يتغير الأطفال في العمر كل أسبوع |
60 yaşında bir adam. | Open Subtitles | كان رجل في الستين من عمره رجل كبير في العمر مقرف |
Sırf evimiz ve bebeğimiz var diye yaşlı olduğumuz anlamına gelmez. | Open Subtitles | بمجرد لدينا منزل وطفلة، لا يعني إننا أصبحنا كبار في العمر. |
Geleneksel toplumlar içinde yaşlanma hakkında konuşacağım. | TED | سأتكلم عن التقدم في العمر في المجتمعات التقليدية. |
Hayatımız boyunca, travmanın gerçekleştiği yaşta kalırız. | Open Subtitles | فإنّنا نُحصر في العمر الذي أصابتنا خلاله صدمتنا لباقي حياتنا. |
Böyle bir şansı ömründe bir kez yakalarsın. | Open Subtitles | مثل هذه الفرص تأتي مرة واحدة في العمر |
CK: Evet. Yaşını göstermeyen bazı hayvanlar vardır. | TED | سي كي: هناك بعض الحيوانات لا يبدو أنها تتقدم في العمر |
Çünkü Stan Lee ile dondurma yeme fırsatı, insanın hayatında bir kez rast gelir. | Open Subtitles | لأن فرصة الذهاب "إلى جيلاتو برفقة "ستان لي تأتي مرة واحدة في العمر |
Biyoloji bu duruma bazı sınırlar koyuyor her kas için her teknik makul değildir ve şarkıcılar yaş aldıkça onların sesleri değişir. | TED | كما ترسم البيولوجيا بعض الحدود ليست كل التقنيات ممكنة لكل العضلات، وأصوات المطربين تتغير بتقدمهم في العمر. |
bizlerin normalde yapabileceğimiz işlerde görev almalarından bahsediyorum. Çünkü bu işlerin yürütülmesi, yaşlandıkça daha da zor hale geliyor. | TED | بل أعني أن الروبوتات تقوم بالأعمال التي نفعلها عادة لأنفسنا ولكنها تزداد صعوبة مع تقدمنا في العمر |