Saldırı, cinayet hayır, Cinayete teşebbüs ve diğer bazı işler. | Open Subtitles | الاعتداء والقتل كلا ، الشروع في القتل وبعض الأشياء الأخرى |
Seni tutukluyorum, yabancı. Cinayete teşebbüsten suçlusun. | Open Subtitles | غريب ، أنا وضع لك قيد الإقامة الجبرية ، تهمة الشروع في القتل. |
Şanslısın ki Cinayete kalkışmaktan aleyhine dava açmıyorum. | Open Subtitles | أنت محظوظ، لأنني لم أتهمك بالاعتداء والشروع في القتل |
Artan sıklıkla onun öldürme isteğini kontrol altına almaya çalışıyordum | Open Subtitles | بشكل متزايد, كلما حاولت قمعه كلما زادت رغبته في القتل |
- Öldürmekte de gayet iyiler. - Hiçbir şeyde iyi değiller. | Open Subtitles | وهم بارعون في القتل - ليسوا بارعين في أي شيء - |
öldürme konusunda usta ama acıma duygusundan yoksun birine ihtiyacım var. | Open Subtitles | أحتاجُ شخصاً بارعاً في القتل. خالٍ من الرحمة. |
Adam yaralamaktan, Cinayete kasten tutuklanabilirdiniz! | Open Subtitles | أنت محظوظ، لأنني لم أتهمك بالاعتداء والشروع في القتل |
- Kamyonla Cinayete teşebbüs. - Adamın, neye benzediğini bile bilmiyorsunuz. | Open Subtitles | الشروع في القتل بسيارة أنت لا تعرف كيف يبدو الأمر بحق الجحيم |
"Ama bu, Cinayete ortak olmamın verdiği korkuyu azaltmadı." | Open Subtitles | لكنه لم يرضى الخوف الذي شعرته أن أكون شريك في القتل |
Maviye dönerse, Cinayete teşebbüsten tutuklanırsın. | Open Subtitles | إن تحول لونها للأزرق, فسألق القبض عليك بتهمه الشروع في القتل |
Ne yani cinayet yerine Cinayete teşebbüsten mi hapis yatsın? | Open Subtitles | مصلحته أن يتحول من قتل إلى شروع في القتل |
13 Haziran 1967'de Cinayete teşebbüs sebebiyle 4 yıl mahkûmiyet 6 Kasım 1971 tarihinde de tecavüz suçundan 7 yıl. | Open Subtitles | اربع سنين سجن بتهمة الشروع في القتل في 13 جنيوري ، 1967 وسبع سنين بتهمة الإغتصاب نوفمبر 6، 1971 |
Evet. Ama onun yerine, kardeşini Cinayete teşebbüsten tutuklattınız. | Open Subtitles | ولكن بدلاً من ذلك جعلت أخاه يُعتقل بتهمة الشروع في القتل |
cinayet masasındakiler, bir saat önce, bu pizzaları sipariş etti. | Open Subtitles | الرجال في القتل طلبوا هذه البيتزا قبل حوالي ساعة. |
Normalde bir cinayet vakasında polis raporu doldurup kişisel eşyalarını yetkililere[br]teslim etmeliyiz. | Open Subtitles | الان بشكل عادي في القتل يجب ان نملىء تقرير الشرطه سلم التأثيرات الشخصيه الى السلطات |
cinayet girişimi nedeniyle ıslah evinde kalmış,.. | Open Subtitles | قَضَى وقتُه في حَجْز الأحداث للشُروع في القتل. أُطْلقَ سراحُه في عمر 21. |
O darbelerde tek bir şey yoktu, nefret, nefret ve öldürme arzusu vardı. | Open Subtitles | لا يوجد شيء في تلك الضربات ،غير الكراهية الكراهية ، والرغبة في القتل |
Ama üzgün olmak... ve bir şeyin yanlış olduğunu bilmek... öldürme hakkını vermez bize. | Open Subtitles | ولكن هذا الإحساس ومعرفة الخطأ لايعطي أحدنا الحق في القتل |
Öldürmekte de. | Open Subtitles | كانت ماهرة في القتل أيضاً |
- Öldürmekte de gayet iyiler. | Open Subtitles | - وهم جيدون في القتل. |
öldürme konusunda kim daha etkiliymiş görelim. | Open Subtitles | فدعنا نرى إذن من الأكثر نجاحاً في القتل. |