Kuzey Kutbu'nda görev yapmak çok zor, bir robot için bile. | TED | الآن، العمل في القطب الشمالي ليس بالشيء الهين، حتى بالنسبة لآلي. |
Kuzey Kutbu'nda Avatar'ı yakaladığında da tam olarak böyle oldu. | Open Subtitles | هذا ما حدث بالضبط عندما أمسكت الآفاتار في القطب الشمالي |
- Buyur. Hocam Kuzey kutbunda altı ay gece, altı ay gündüzdür. | Open Subtitles | مولانا، في القطب الشمالي لديهم 6 أشهر نهار و 6 أشهر ليل |
Kuzeninin bir üssü var bir kale, sanırım, Kuzey kutbunda. | Open Subtitles | قريبُكِ لديه قاعدة إنها حصن، كما أعتقد في القطب الشمالي. |
Kutuplarda inanlar ve köpekler arasındaki ilişki çok önemli. | Open Subtitles | هنا في القطب الشمالي , الرابط بين الرجل والكلب مُهمَّة جدا ً. |
Arktika'da uyku çok önemlidir. | Open Subtitles | النوم في القطب الشمالي مهمٌ جداً |
Kanada Arktiği'nde bulunan muazzam sahil şeridi ziyaretçilere kapısını açmış ve onları bekliyor. | Open Subtitles | في القطب الشمالي الكندي، امتدادات شاسعة من خط الساحل تتحرر الآن وتتأهب لإستقبال زوار |
Ve sonunda İsa'nın Kuzey Kutbundaki evinde nasıl hissettiğini biliyorum. | Open Subtitles | وأخيراً أشعر كيف يشعر عيسى في منزله في القطب الشمالي. |
Kuzey Buz Denizi gemisinin parasını ödemez. | Open Subtitles | في القطب الشمالي أن أتناول علي جرا. |
Burada, her yaz Kuzey Kutbu'nda, güneş kış buzullarını eritmeye başlar. | Open Subtitles | ،هنا في القطب الشمالي كلّ عام تبدأ الشمس بإذابة ثلج الشتاء |
Sana burada ihtiyacım var, Kuzey Kutbu'nda değil. Mikael, bunun nasıl görüneceğini biliyorsun. | Open Subtitles | أنا أحتاجك هنا وليس في القطب الشمالي أنت تعرف كيف سوف يبدو الأمر |
Rusların 2007'de Kuzey Kutbu'ndaki tartışmalı deniz yatağında hak iddia etmek için yaptığı girişim rakip ülkeleri çok kızdırdı. | Open Subtitles | هذه المحاولة الجريئة من الروس لإنتزاع أحقية قعر البحر في القطب الشمالي سنة 2007 أشعلت الحقد بين الدول المتنافسة |
Bu söylediklerin Kuzey kutbunda kavga sebebidir. | Open Subtitles | في القطب الشمالي الناس هناك يتعاركون بالكلمات |
Ben yere düşüp bayılmıştım, sense her nasılsa Kuzey kutbunda ortaya çıkmıştın. | Open Subtitles | لقد أنهيت فقداني للوعي على الأرض، وبشكل ما أصبحت أنت في القطب الشمالي. |
Kuzey kutbunda, bir kar fırtınasına karşı bir kutup ayısını takip ettim. | Open Subtitles | لقد تتبعت أنا الدب القطبي عبر التندرا في القطب الشمالي في عاصفة ثلجية |
Kusura bakmayın bay McGraw ama Kutuplarda hiçbir şey kolay değildir. | Open Subtitles | ما من شيء سهل في القطب الشمالي سيد ماغرو لهذا تدفع للأشخاص |
Belki de onca zaman Kutuplarda olmamızın bir sebebi vardır. | Open Subtitles | ،كما تعلمون ربما كان هناك سبب لبقائنا في القطب الشمالي كل هذا الوقت |
Siz Kutuplarda savaş oyunlarınızı oynarken dünyada neler olup bittiğinden haberiniz var mı? | Open Subtitles | هل تعلم ماذا كان يحدث في العالم بينما تلعب العابك الحربيه .في القطب الشمالي |
Arktika'da uyku çok önemlidir. | Open Subtitles | النوم في القطب الشمالي مهمٌ جداً |
Kanada Arktiği'nde sonbahar başlıyor. | Open Subtitles | خريفٌ باكرٌ في القطب الشمالي الكندي، |
Demek istediğim, Kuzey Kutbundaki su bükücülere ay tutulması esnasında ne olduğunu bir düşünün. | Open Subtitles | أعني ، فكروا بما فعله الخسوف القمري في القطب الشمالي لمُخضعي الماء |
Yalnızca altı hafta sonunda, bu yeni doğmuş yavru Havai'deki üreme alanından ayrılarak 4500 kilometre uzaklıktaki Kuzey Buz Denizi'ne göç etmesi gerekiyor. | Open Subtitles | في ستة أسابيع وحسب، يجب أن يغادر هذا العجل الوليد هذه المياه الحاضنة قبالة "هاواي" ويبدأ في هجرة من ثلاثة آلاف ميل إلى أرض الطعام في القطب الشمالي |
Kuzey Kutup Dairesi'ndeki penguenleri gözetleyecektin sanırım. | Open Subtitles | في القطب الشمالي للتجسس على البطاريق أعتقد أنه كذلك |