Çünkü çoğu zaman ben ve büyükannem vardık. | Open Subtitles | لأنه في الكثير من الأوقات لم يوجد سواي وجدتي. |
Çünkü gerçek şu ki, çoğu zaman onu görüyorum. | Open Subtitles | لأن الحقيقة هي.. أني اشاهدها في الكثير من الأوقات |
Burada çalışmaktan yılmış oldukları için onları suçlamıyorum, çünkü çoğu zaman ben de aynı şekilde düşünüyorum. | Open Subtitles | لا ألومهم على إحباطهم بالعمل هنا، لأنّه في الكثير من الأوقات, أشعر بالمثل |
çoğu zaman bir şeyden kurtulmamızdan hemen sonra... | Open Subtitles | في الكثير من الأوقات , بمجرد أن نتخلص من شيء ما |
Pekâlâ, birisi ona karşı gelirse, yani yaptığımız bir şakayı sorgularsa veya belki de iş gücümüzün homojen olduğunu söylersek ya da güvenilmez bir iş masrafı yaparsak çoğu zaman kırmızı-bölge savunmacılığına giriyoruz. | TED | والآن لو تحداها أحدهم، كاستجوابنا عن نكتة نقولها، أو ربما نقول أن القوى العاملة لدينا متجانسة أو نفقات عمل غير مستقرة، سندخل في منطقة الدفاع الحمراء في الكثير من الأوقات. |
çoğu zaman böyle hissediyorum yalnız. | Open Subtitles | -هذا ما أشعر به في الكثير من الأوقات . بأنني وحيد. |