Galaksideki bütün askeri diplomatik, ve gizli operasyonların arkasındaki kişiler ve siz onları bir psişik ile aynı odaya soktunuz. | Open Subtitles | الأدمغة التي تقف وراء كل عملية عسكرية و ديبلوماسية و سرية في المجرة و قد وضعتهم في غرفة مع مجنونة |
Bana göre, Galaksideki en korkunç nesne bir nötron yıldızıdır. | Open Subtitles | من رأيي، أكثر جسيم في المجرة رعبًا هو النجم المغناطيسي |
İçindeki sayborg çekirdeğinde. Galaksideki bilinecek her şeyi bilmek istiyor. | Open Subtitles | نواة السايبورغ التي بداخله، تريد معرفة كل شيء في المجرة. |
Galaksinin hiçbir yerindeki normal yapıya uymuyor. Bu bir kâbus. | Open Subtitles | هذا لا يتفق مع قوانين الطبيعة في أي مكان في المجرة هذا كابوس |
Şu an Dörtlü'deki en güzel hokk'u üreten toprağı yani. | Open Subtitles | والذي ينتج الآن أفضل المخدرات في المجرة |
Doğalları gereği asalak olduklarından, galakside baskın olabilmek için kullandılar. | Open Subtitles | كونهم متطفلين بطبيعتهم، يجعلهم يستخدموها ليكونوا الجنس السائد في المجرة |
galakside bir trilyon gezegen olabilir. | TED | قد يكون هناك التريليونات من الكواكب في المجرة. |
Eğer cevap evet ise Galaksideki tek akıllı medeniyetiz demektir. | Open Subtitles | إن كان الجواب نعم, اننا الحضارة الذكية الوحيدة في المجرة, |
Bu medeniyet kendini kopyalayan uzay araçları programlayarak Galaksideki tüm gezegen sistemini ziyaret edebilir. | TED | يمكن لتلك الحضارة برمجة مركبات ذاتية التكرار لزيارة كل نظام كواكب في المجرة. |
Galaksideki gezegen sayısının yıldızlardan fazla olduğunu düşünüyoruz. | TED | نعتقد أن الكواكب قد تفوق عدد النجوم في المجرة الفضائية. |
Galaksideki insan ırkı olarak olayları çözmemizin anahtarı. | TED | إنها بطاقة الدعوة الخاصة بنا كجنس بشرى في المجرة لاكتشاف الاشياء. |
Ama şimdi Galaksideki her tür, oraya ulaşıp alan talep edebilmek için çılgınca bir koşuşturma içinde. | TED | لكن الآن، كل الأنواع في المجرة هي في اندفاعة جنونية للوصول إلى هناك أولاً والمطالبة بها لأنفسهم. |
Şimdi, bu uzaylı teknolojisini kullanarak Galaksideki herkesin hayatını iyileştirebilirsin. | TED | حان الوقت وضع هذه التكنولوجيا الغريبة للعمل وجعل الحياة أفضل للجميع في المجرة. |
Ve sen Barboo, son bir buçuk senedir falan, Galaksideki en en bencil ve mızmız insandın. | Open Subtitles | أنه بسبب إنّها مُتشكية وفضولية، وأنتِ يا باربي لسنة ونصف أو أكثر،كنتِ أكثر فضولية ومُتشكية في المجرة |
Galaksideki tüm uyduları yutuyor. | Open Subtitles | إنه يلتهم كلّ الأقمار الصناعية في المجرة |
Galaksideki tüm uyduları yutuyor. | Open Subtitles | إنه يلتهم كلّ الأقمار الصناعية في المجرة |
Şimdiye kadar bildiğimize göre, bu Galaksideki bütün insan yaşamı Goa'uld tarafından Dünya'dan başka gezegenlere alınmıştı. | Open Subtitles | بقدر ما نعلم حتى الآن كل البشر في المجرة نقلوا للكواكب الأخرى من الأرض بواسطة الجواؤلد |
Sadece çoğalıcıları değil, Galaksideki tüm yaşamı yok etme gücüne sahip. | Open Subtitles | أنه ليس فقط له مقدرة على تدمير المستنسخين,لكن كل الحياة في المجرة |
Onların bitmeyen yolculukları onları Galaksinin en uzak köşesindeki... küçük, mavi bir gezegene getirdi. | Open Subtitles | رحلتهم اللانهائية جلبتهم إلى عالم أزرق صغير في المجرة البعيدة |
Onların bitmeyen yolculukları onları Galaksinin en uzak köşesindeki... küçük, mavi bir gezegene getirdi. | Open Subtitles | رحلتهم اللانهائية جلبتهم إلى عالم أزرق صغير في المجرة البعيدة |
Westerleyliler Dörtlü'de haksız muamele görüyor. | Open Subtitles | ويسترلي حصلت على صفقة رابحة في المجرة |
Kalıntıların keşfinden sonra galakside üzerinde hayat barındıran başka gezegenler olduğuna inanmamızı sağlayan sebepler vardı ve şimdi kanıtımız var. | Open Subtitles | منذ أن إكتشفنا هذه الأطلال لدينا سبب لكي نعتقد أن هناك كواكب أخرى مسكونة في المجرة و الآن لدينا الدليل |