İkici kanat, sosyal muhafazakarlar; dini özgürlüklere inanırlar, kürtaja karşıdırlar, okullarda ibadet isterler. | TED | ثانيا، هناك المحافظون والذين آمنوا بالحرية الدينية، وهم مناصرون للحياة، الصلاة في المدارس. |
Ve annemi, Dördüncü sınıfta öğretmenimdi Virginia'da farklı okullarda, Benim ilham kaynağımdı. | TED | و أمي، التي علمتني في القسم الرابع في المدارس المعزولة بفيرجينيا، إنها كانت قدوة لي. |
Tıpkı Sichuan Bölgesi'nde deprem bölgesinde taşıma okullarda okuyan çocuklara söylerkenki gibi. | TED | مثلاً عندما كنت في مقاطعة سيشوان وكنت اغني للأطفال في المدارس في منطقة كارثة الزلزال |
okulda silah ve bıçaklara izin vermemiz gerektiğini önermiyorum. | TED | وان لا أُلمح لوجوب السماح للاسلحة .. والسكاكين في المدارس |
Önümüzdeki bahar, okul yönetim kurulu başkanlığı için adaylığımı koyacağım. | Open Subtitles | سأكون في لائحة الإنتخابات مجددًا للرئاسة في المدارس الربيع المقبل |
Birden okullarda ve iş yerlerinde konuşmaya değer bir konu haline geldi. | TED | فجأة، لقد أصبح موضوع يستحق المناقشة في المدارس وفي أماكن العمل. |
Etrafta okullarda daha fazla bilgisayar bulunması gerektiğini söyleyen büyük ve tuhaf bir fikrin dolaştığına inanıyorum. | TED | أحس أن هناك رأي هائل وغريب متداول بأن علينا وضع المزيد من أجهزة الكمبيوتر في المدارس. |
Akademik kurumları insanlara yeniden yemek yapmayı öğretme yolları hakkında düşünmeye başlatmalıyız, çünkü kuşkusuz ki yapmıyorlar! çünkü bu işlenmiş gıdalar okullarda ve kurumlarda çok uzun zamandır var. | TED | يجب أن نحصل على مؤسسة أكاديمية لنبدأ التفكير بطرق لتعليم الناس كيف يطهوا مجدداً لأنهم بالطبع لا يطهون لأنه لدينا هذا الطعام المعالج في المدارس والمؤسسات منذ وقت طويل. |
Normal okullarda öğretmenler ne kadar iyi oldukları hakkında bilgilendirilmiyorlar. | TED | حسناً, في المدارس العادية لا يخبرون بمدى إجادتهم. |
Belki okullarda devamlılığı artırabiliriz. | TED | وربما نتمكن من زيادة معدل الحضور في المدارس. |
Ama gerekli özelliklere ve şehir içi okullarda deneyime sahip değilsiniz. | Open Subtitles | لكن بدون المؤهلات الضرورية والخبرة في المدارس العامة |
Bence gülümseme okullarda ve evlerde öğretilmeli. | Open Subtitles | أعتقد حقيقة أنها يجب أن تدرس في المدارس و المنازل |
Onlarca ödül, 17 ciltlik kitap ve okullarda okutulan tonlarca metne rağmen ben bile bu boktan yerde yiyip içmek zorundayım! | Open Subtitles | انا - مع ما املكه من 17 مجلدا، ومئات الجوائز، دزينات الرسائل التي تُدرّس - في المدارس حتى في أيامنا الحالية |
En harikası da etraflarındaki elektronikleri anlamaya başlıyorlar, okulda bu olmuyor. | TED | أجمل شيء هو كيف بدؤوا في فهم الإلكترونيات حولهم كل يوم والذي لا يتعلمونه في المدارس. |
Çocukken yaşadığım zorluklardan ilham alarak öğretmenlerimizden 25’ini çocukları okulda görüntülemeleri için akıllı telefonlarla donattık. | TED | مُلْهَمًا بالتحديات التي واجهتني وأنا طفل، زودنا الأساتذة، 25 منهم، بأجهزة ذكية لفحص الأطفال في المدارس. |
Biliyorsunuz, evde yapabileceğimiz ve önemli olduğunu düşündüğümüz şeyleri okulda çocuklarımıza öğretmeliyiz. | TED | أتعلمون , الأشياء التي ربما نفعلها في المنزل ونظن بأنها مهمة جداً يجيب علينا أن نعلم الأبناء عنها في المدارس |
Biz burada okul matematiği ile gerçek dünyadaki matematik arasındaki büyük uçurumdan atlamaya uğraşıyoruz. | TED | بل يجب ان يكون سريع وحاسم اذ علينا ان نغير تماما الرياضيات التي تدرس في المدارس .. الى تلك المطلوبة في الحياة الواقعية |
Dünya Bankasıyla çalışmalarımızda bulduğumuz şu, fakir insanın güvenlik ağı, en iyi yatırımı, okul beslenmesi. | TED | ما وجدناه بالعمل مع البنك الدولي أن شبكة الغذاء الآمنة للفقير، وأفضل استثمار، هي التغذية في المدارس. |
Federal hükümetin devlet okullarında, erken cinsel ilişki karşıtı eğitim vermesine karar verildi. | Open Subtitles | حل ذلك الحكومة الفدرالية عليها دعم تعليم الامتناع عن الجنس في المدارس العامه |
Okulların iyileşme mekânı hâline gelmesi için Okullardaki polisleri uzaklaştırmalı ve danışman sayısı artırmalıyız. | TED | وإذا أصبحت المدارس أماكن للتعافي، علينا إزالة موظفي الشرطة وزيادة عدد المستشارين في المدارس. |
Ama bana gösterdiği numara benimle kaldı ve benim okullara gitmemi ve bu dünyayı yalnızca azıcık daha iyi bir yer hâline getirmeyi denememi sağladı. | TED | لكن بقيت الخدعة التي عرضها لي معي مما مكنني من التجول في المدارس محاولًا جعل هذا العالم أفضل قليلًا. |
Bu nedenle okullarımızda dinlemeyi bir beceri olarak öğretmeliyiz. | TED | ولهذا علينا ان نعلم كيفية الاستماع لأطفالنا في المدارس كمهارة يتوجب اتقانها |
Birkaç ay içerisinde, iki buçuk milyon daha fazla kız okula gidiyordu. | TED | فبعدة أشهر .. كان هناك نصف مليون فتاة في المدارس في أفغانستان |
Adı Okumanın Mucizesi. Devlet okullarındaki kütüphaneler için para topluyoruz. | Open Subtitles | اسمه اعجوبة القراءة، و نقوم بجمع التمويل للحفاظ على المكتبات في المدارس العامّة. |
Ama o paralar okullar, yetimhaneler hastaneler ve yardım vakıfları için kullanılıyor. | Open Subtitles | ولكنها تستخدم هذه النقود في المدارس ودور الأيتام والمستشفيات ، والجمعيات الخيرية |