Ama, Abbie, şu an zor bir şeyle uğraşıyorsan, Yardım etmek isterim. | Open Subtitles | لكن ، آبي إذا كنتِ تمّرين بشيء عسير الأن أرغب في المساعدة |
Sadece galeri için Yardım etmek istemiştim. | Open Subtitles | فعلت هذا لمجرد رغبتي في المساعدة لتحصلعلىالورشة. |
Bu nedenle Yardım etmek istemeyen 1500 kelimelik, gönüllü olmanın tarihini anlatan bir deneme yazabilir. | Open Subtitles | لهذا السبب أي أحد ليست لديه الرغبة في المساعدة خارجا يستطيع كتابة مقالة من 1500 كلمة عن تاريخ التطوع ترجمة : |
- Yardım etmek istedim, Frankie. - Yardımımızı istemiyor. | Open Subtitles | كنت أرغب في المساعدة يا فرانكي هي لا تريد مساعدتنا |
Gerçek zayıflıklarım, gerçek tahminlerim hakkında birdenbire şeffaf olmak benim işime gelir, çünkü bilirim ki eğer başarısız olursam suçlanmayacağım, yardım etme ya da yardım isteme konusunda başarısız olmak dışında. | TED | فجأة يصبح من مصلحتي أن أكون شفافاً من ناحية نقاط ضعفي الحقيقية، توقعاتي الحقيقية، لأني أعلم أنني لن أٌلام إن فشلت، لكن الأمر مختلف إن فشلت في المساعدة أو طلب المساعدة. |
Dünyada Yardım etmek isteyen çok fazla iyi insan var. | Open Subtitles | هناك الكثير من الاشخاص اللطفاء في العالم والذين يرغبون في المساعدة |
Ben de eğer bebeğin bakımına Yardım etmek istemezlerse, | Open Subtitles | سأقترح أنه إن لم يرغبا في المساعدة في تربية الطفل |
Yardım etmek istediğini biliyorum ve kardeşini özlediğini de biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنك ترغب في المساعدة وأدري بأنك تفتقد أختك.. |
Yardım etmek istediğini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك ترغب في المساعدة أعلم هذا، حسنًا؟ |
Tıp öğrencimiz Yardım etmek isteyebilir. | Open Subtitles | ولكن ربما طالبتنا في الطب قد ترغب في المساعدة |
Sevdiğiniz birinin acil bir durum için paraya ihtiyacı olmuştur ve ona Yardım etmek istemişsinizdir. | Open Subtitles | محتاج للمال لحالة طارئة وكنتِ فاقدة الأمل في المساعدة |
Ben de görmedim. Üzgünüm Memur Bey Yardım etmek isterdim. | Open Subtitles | وأنا أيضًا، آسف، أيها الشرطي، كنت أرغب في المساعدة |
Yardım etmek isterdim ama o şerefsizleri dava etmek istesem bile edemem. | Open Subtitles | حسنا, أرغب في المساعدة, ولكن حتى لو أردت مقاضاة هؤلاء الأوباش, لا أستطيع. |
Mektup yazmak bir şey, bomba yapmaya Yardım etmek bambaşka bir şey. | Open Subtitles | انه شيء واحد يجعلني اكتب رسالة شيء يدخل في المساعدة كلياً في صناعة القنبلة |
Ayrıca umuyorum ki değerlerinin,dillerinin,kültürlerinin ve yeteneklerinin eşsiz birleşimini kimliklerin artık insanları yabancılaştırmada kullanılmadığı, onun yerine insanları bir araya getirdiği bir dünya yaratmaya Yardım etmek için kullanacaklardır. | TED | أتمنى كذلك بأنهم سيستغلون تركيبهم الفريد من القيم واللغات والثقافات والمهارات في المساعدة في بناء عالم بحيث لا تستخدم الهوية كأداة لإلغاء الاختلاف، ولكن لتجميع الناس. |
Bakın, illa da Yardım etmek istiyorsanız bana uyar. | Open Subtitles | إن أصرّيتم على رغبتِكم في المساعدة |
Bak, buraya geldim, çünkü Ned'in senden hoşlandığını biliyorum ve Yardım etmek istiyorum. | Open Subtitles | انظري ... أتيت هنا لأنني أعلم بأن نيد معجب بكِ وأنا أرغب في المساعدة |
- Yardım Hattı'na hoş geldiniz. | Open Subtitles | أهلاً بك في المساعدة تحت الطلب |
- Yardım eder misiniz, Doktor Bey? | Open Subtitles | هل ترغب في المساعدة يا دكتور؟ |
Ama o, hak ettiğimden çok daha sabırlı ve yardım etme konusunda başkalarından bekleme hakkımız olduğundan çok daha fazla öngörülü. | TED | الآن إنه صبور جداً معي أكثر مما استحق ونشيط أكثر بكثير في المساعدة أكثر من حقنا توقع أي شخص أن يكون كذلك. |