Sanırım bir çıkar çatışması içindesin. | Open Subtitles | أعتقد بأنه ربما يكون لديك تضارب في المصالح. |
Ayrıca önceliği bu olaya getirdiğinden beridir bir çıkar çatışması olduğu ortada. | Open Subtitles | بالإضافة لهذا ، هذا بالقطع تضارب في المصالح حيث انك قائد التحقيق في هذه القضية |
Başkanla aynı yatağa girdiği için bunun bir çıkar çatışmasına dönüşüp dönüşmeyeceği merak konusu. | Open Subtitles | ليس سريعا جدا بقول الكثير من الأمريكين حين سألوا هل هو تعارض في المصالح |
Burada olmamda hiç çıkar çatışması yok mu? | Open Subtitles | وليس هنالك تصارب في المصالح بوجودي هنا؟ |
Belki farklı siyasi felsefelerimiz olabilir ama ne olursa olsun aramızda bir çıkar çatışması yok. | Open Subtitles | لديكما فلسفة سياسية مختلفة وليس هناك تضارب في المصالح أبدا. |
Mellie senatoya seçilecek bu net bir çıkar çatışması. | Open Subtitles | تضارب واضح في المصالح ليس هناك التفاف حول هذا |
Açığa alınmasaydın bile, bu yine de çok büyük bir çıkar çatışması. | Open Subtitles | حتى لو كنت لم وقف التنفيذ، أنها لا تزال ضخمة تضارب في المصالح. |
- Kardeşini seviyorsa uygundur. - Burada bir çıkar çatışması var. - Ailenin yok. | Open Subtitles | بل هي كذلك إن كان يحب أخيه - لدينا تضارب في المصالح - |
Bu bana bayağı büyük bir çıkar çatışmasıymış gibi geliyor. | Open Subtitles | يبدو هذا كتعارض كبير في المصالح. |
Büyük bir çıkar çatışması için yapıyor bunu. | Open Subtitles | هذا لوحده يعد تضاربًا في المصالح |
Bu büyük bir çıkar çatışması. | Open Subtitles | {\FF00FF\3c990066}أنه تضاربُ كبيرُ في المصالح |
bir çıkar çatışması yoksa tabii. | Open Subtitles | إلا إن كان لديك أي تضارب في المصالح. |
O hâlde bir çıkar çatışması yaşayacağız gibi. | Open Subtitles | يبدو إذًا أنّ بيننا تعارضًا في المصالح |
- bir çıkar çakışması diyelim. | Open Subtitles | هناك تعارض في المصالح أي تعارض؟ |
Bu bana büyük bir çıkar çatışması gibi geliyor. | Open Subtitles | إنه بدا كتضارب رئيسي في المصالح |
İsterseniz Bay Gekko'yla çok ciddi bir çıkar çatışması yaşadık diyelim. | Open Subtitles | دعنـا نقول ... (أنـا والسيّد (جيكو ... لدينـا تضارب في المصالح |