ويكيبيديا

    "في المعرفة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bilgi
        
    • bilmeye
        
    Çünkü bilgi kutuplaşması problemini çözmek için temel bir felsefik düşünce ile bağ kurmamız gerekiyor. O da ortak bir gerçeklikte yaşıyor olduğumuz. TED لحل مشكلة التباين في المعرفة سنحتاجُ إلى إعادة التواصل مع فكرة فلسفية أساسية مهمة واحدة: بأننا تعيش في واقع مشترك.
    Ve, bildiğiniz gibi, özellikle son 30 sene içerisinde bilgi ve teknolojide büyük bir ivmeye şahit olduk ve gelişen teknoloji daha fazla bilgi sağladı ve yeni aletler verdi. TED وكما تعرفون ، نحن في الثلاثين سنة الأخيرة شهدنا على تسارع في المعرفة والتكنولوجيا والتكنولوجيا ولّدت معارف أكثر وصنعت لنا الأدوات
    Ama bu benim bilgi seviyemi aşıyor. Open Subtitles ولكن هذا قد تجاوز مستواي في المعرفة
    Benden vasin olmamı istiyorsun, bunu bilmeye hakkım var, değil mi? Open Subtitles أنت تريد مني أن أصبح حارسك، ولي الحق في المعرفة.
    Takımdaki diğer herkes gibi onların da bilmeye hakları var. Open Subtitles لديهما الحقّ في المعرفة مثل أيّ فرد بالفريق
    İnsanların sokaklarında neler olup bittiğini bilmeye hakkı var. Open Subtitles من حقّ النّاس أن يعرفوا ما الذي يجري في شارِعِهِم الحقّ في المعرفة.
    bilgi güçtür. TED في المعرفة قوة.
    Psikologlar Dunning ve Kruger bu etkiyi ilk olarak 1999'da ortaya koydu, belli alanlarda bilgi ve yetisi eksik olan insanların iki durumdan muzdarip olduklarını açıkladılar. TED عندما وصف الطبيبان النفسيان "دانينغ" و"كروجر" التأثير لأول مرة في 1999 تناقشا في أن الأشخاص الذين يعانون من نقص في المعرفة والمهارات في مجالات معينة يعانون لعنة مضاعفة.
    Yoksulluk bilgi yoksunluğu değildir. TED الفقر ليس نقصاً في المعرفة.
    Kızımı doğumdan itibaren testtüre sokmuş olmamla ona kendine güvenmesini, ve kadınları arzulayan erkekler hakkında bilgi sahibi olmasını öğretmem kadar iyi olmayacak. TED فلن يكون الخيار بان احجب ابنتي منذ ولادتها خيارا جيدا كتعليمها او جعلها واثقة من نفسها او متقدمة في المعرفة ضمن مجتمع " يرغب " الرجل فيه بالمراة
    - Bu bilgi gizlidir. Open Subtitles وهذا ما تحتاج في المعرفة .
    Benimde hikayem o. İnsanların doğruları bilmeye hakkı var. Open Subtitles أنا ضليع في هذا أيضاً للناس الحق في المعرفة
    Kocan eğer büyükbabamsa bunu bilmeye hakkım var. Open Subtitles إذا كان زوجك هو جدي، لدي الحق في المعرفة.
    Bilmiyorum, belki bilmeye hakkı vardır ama seni yargılamıyorum. Open Subtitles ربما لديه الحق في المعرفة لا أنتقدك
    'O bebeğin babası. Bunu bilmeye hakkı var.' Open Subtitles "هو والد هذا الطفل، لديه الحق في المعرفة."
    - bilmeye hakkım yok mu sence? Open Subtitles أعني لم تعتقد أن لي الحق في المعرفة ؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد