Çünkü bilgi kutuplaşması problemini çözmek için temel bir felsefik düşünce ile bağ kurmamız gerekiyor. O da ortak bir gerçeklikte yaşıyor olduğumuz. | TED | لحل مشكلة التباين في المعرفة سنحتاجُ إلى إعادة التواصل مع فكرة فلسفية أساسية مهمة واحدة: بأننا تعيش في واقع مشترك. |
Ve, bildiğiniz gibi, özellikle son 30 sene içerisinde bilgi ve teknolojide büyük bir ivmeye şahit olduk ve gelişen teknoloji daha fazla bilgi sağladı ve yeni aletler verdi. | TED | وكما تعرفون ، نحن في الثلاثين سنة الأخيرة شهدنا على تسارع في المعرفة والتكنولوجيا والتكنولوجيا ولّدت معارف أكثر وصنعت لنا الأدوات |
Ama bu benim bilgi seviyemi aşıyor. | Open Subtitles | ولكن هذا قد تجاوز مستواي في المعرفة |
Benden vasin olmamı istiyorsun, bunu bilmeye hakkım var, değil mi? | Open Subtitles | أنت تريد مني أن أصبح حارسك، ولي الحق في المعرفة. |
Takımdaki diğer herkes gibi onların da bilmeye hakları var. | Open Subtitles | لديهما الحقّ في المعرفة مثل أيّ فرد بالفريق |
İnsanların sokaklarında neler olup bittiğini bilmeye hakkı var. | Open Subtitles | من حقّ النّاس أن يعرفوا ما الذي يجري في شارِعِهِم الحقّ في المعرفة. |
bilgi güçtür. | TED | في المعرفة قوة. |
Psikologlar Dunning ve Kruger bu etkiyi ilk olarak 1999'da ortaya koydu, belli alanlarda bilgi ve yetisi eksik olan insanların iki durumdan muzdarip olduklarını açıkladılar. | TED | عندما وصف الطبيبان النفسيان "دانينغ" و"كروجر" التأثير لأول مرة في 1999 تناقشا في أن الأشخاص الذين يعانون من نقص في المعرفة والمهارات في مجالات معينة يعانون لعنة مضاعفة. |
Yoksulluk bilgi yoksunluğu değildir. | TED | الفقر ليس نقصاً في المعرفة. |
Kızımı doğumdan itibaren testtüre sokmuş olmamla ona kendine güvenmesini, ve kadınları arzulayan erkekler hakkında bilgi sahibi olmasını öğretmem kadar iyi olmayacak. | TED | فلن يكون الخيار بان احجب ابنتي منذ ولادتها خيارا جيدا كتعليمها او جعلها واثقة من نفسها او متقدمة في المعرفة ضمن مجتمع " يرغب " الرجل فيه بالمراة |
- Bu bilgi gizlidir. | Open Subtitles | وهذا ما تحتاج في المعرفة . |
Benimde hikayem o. İnsanların doğruları bilmeye hakkı var. | Open Subtitles | أنا ضليع في هذا أيضاً للناس الحق في المعرفة |
Kocan eğer büyükbabamsa bunu bilmeye hakkım var. | Open Subtitles | إذا كان زوجك هو جدي، لدي الحق في المعرفة. |
Bilmiyorum, belki bilmeye hakkı vardır ama seni yargılamıyorum. | Open Subtitles | ربما لديه الحق في المعرفة لا أنتقدك |
'O bebeğin babası. Bunu bilmeye hakkı var.' | Open Subtitles | "هو والد هذا الطفل، لديه الحق في المعرفة." |
- bilmeye hakkım yok mu sence? | Open Subtitles | أعني لم تعتقد أن لي الحق في المعرفة ؟ |