ويكيبيديا

    "في المكان الذي" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • olduğu yerde
        
    • yerdeyim
        
    • bir yerde
        
    • yerde biraz
        
    • tam olarak
        
    • olduğun yerdesin
        
    • yere
        
    Şeytanminaresi, ait olduğu yerde. Yani bizim kampta. Open Subtitles المحارة في مخيمنا في المكان الذي تنتمي اليه
    Mowgli şimdi ait olduğu yerde. Open Subtitles إن ماوكلي الآن في المكان الذي ينتمي إليه
    Kazansan da kaybetsen de tam olarak olmam gerektiği yerdeyim. Open Subtitles ربح أم خسارة أنا في المكان الذي يجب ان أكون فيه
    3 yıl önce cadılar bayramı kutladığımız yerdeyim, hatırladın mı? Open Subtitles انا في المكان الذي مارسنا الجنس فيه منذ 3 اعوام في الهالوين , أتتذكرين ؟
    Birkaç dakika önce size bahsettiğim şu andan Haziran'a kadar öyle bir yerde kaldığınızı bir düşünün. TED ولكم أن تتخيلوا قضاء مدة تمتد من الآن حتى وقت ما في شهر يونيو في المكان الذي وصفته لكم قبل لحظات قليلة.
    Birinci şart, bütün görüşmeler müvekkilimin seçeceği bir yerde olacak. Open Subtitles نعم الشرط رقم واحد جميع اللقائات تحدث في المكان الذي يختاره موكلي
    Nihayetinde, eğer sonum hapishane ise en azından parmaklıkların doğru tarafında olsun kararı aldım. Böylece, buna bir göz atmaya ve babamın çalıştığı yerde biraz gezinmeye karar verdim. McNeil Adası Cezaevi. TED أخيرًا قررت أنه إذا كان سينتهي بي المطاف في السجن فيفضل أن أكون في الطرف الصحيح من القضبان لذا فكرت أن أتحقق من ذلك، قمت بجولةٍ في المكان الذي عمل فيه والدي جزيرة ماكنيل للسجون.
    Doğruca Dünya'nın yörüngesinden geçti. Altı saat önce tam olarak o noktadaydık. TED مر مباشرة من خلال المدار الأرضي. في المكان الذي مررنا منه قبل ست ساعات فقط.
    Aslına bakarsan tam da ait olduğun yerdesin. Open Subtitles فيما يتعلق بما يستحق أنت بالضبط في المكان الذي تنتمين له
    Şimdi güneşi doğrudan ihtiyaç duyduğumuz yere entegre etmek için fırsatımız var. TED لدينا الآن الفرصة لدمج الطاقة الشمسية في المكان الذي نحتاج إليها فيه مباشرة.
    Şeytanminaresi, ait olduğu yerde. Yani bizim kampta. Open Subtitles المحارة في مخيمنا في المكان الذي تنتمي اليه
    Eskiden Brooklyn'in olduğu yerde. Open Subtitles توجد في المكان الذي كانت به بروكلن في السابق
    Geçmişi, ait olduğu yerde bıraktığımızı sanmıştım. Open Subtitles اعتقدت أننا وضعنا الماضي في المكان الذي ينتمي إليه
    Gerçek katil tam orada, ait olduğu yerde. Open Subtitles القاتل الحقيقي هنا .. في المكان الذي ينتمي إليه
    Kesinlikle olmak istediğim yerdeyim. Oğlumla birlikte. Open Subtitles أنا بالضبط في المكان الذي أريد التواجد فيه، هنا مع إبني.
    10 yıl önce kış dönümünde işlenen cinayetlerde 4. kurbanın bulunduğu yerdeyim. Open Subtitles وقفت في المكان الذي وجدت ضحايا جرائم القتل الأربعة قبل عشر سنوات، حتى يومنا هذا، يلة الانقلاب الشتوي.
    Kendini evinde hissettiğin bir yerde hayal etmeni istiyorum. Open Subtitles تخيل نفسك في المكان الذي تعتبره بمثابة منزلك
    Ama hâlâ tuvaletin üstünü kağıtla kaplayan bir yerde kalıyorsun. Open Subtitles حسناً، إنّك أيضاً لاتزال في المكان الذي يضع قطعة من الورق على المرحاض
    Az beride biraz daha sıcak, az ötede biraz daha soğuk. Bu odadaki herkes için bu çok önemli. Çünkü biraz daha sıcak olduğu yerde biraz daha fazla şey olur; biraz daha fazla şeyin olduğu yerde de gökadalar, gökada kümeleri, süper kümeler ve evrende görülen tüm o yapılar olur. TED لدينا هنا، فالأمر أكثر حرارة بعض الشيء، لكن هناك، فهو أكثر برودة إلى حد ما، وهذا مهم للغاية بالنسبة لكل الحاضرين في هذه القاعة، لأنه في المكان الذي كان أكثر حرارة شيئا ما، كانت تحدث أمور أكثر، وحيث كانت تحدث أمور أكثر، وُجِدت لدينا مجرات ومجموعات مجرية فمجموعات أكبر، وكل النظام الذي ترونه في الكون.
    Aslına bakarsan sen de ait olduğun yerdesin. Open Subtitles فيما يتعلق بما يستحق أنت بالضبط في المكان الذي تنتمي إليه ايضاً
    Kanlar içinde öldüğü yere bir mum yaktım. TED وأشعلت شمعة في المكان الذي نزف فيه حتى الموت.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد