Kulüpte bir şey yapmam gerekiyor, şimdi fark ettim. Kusura bakma. | Open Subtitles | لأنه عليّ أن أفعل شيئ في الملهى أدركتُ هذا لتوي، آسفة |
Dün gece bir Kulüpte tanıştık ve bir kokain partisinde kelepçelendik. | Open Subtitles | إلتقينـا في الملهى الليلة الفائتة وقيدنـا نفسننا ببعض في حفلة مخذرات. |
Ve siz benim onu tanıdığımı pek ala biliyorsunuz çünkü dün gece Kulüpte onunla konuştuğumu gördünüz. | Open Subtitles | وتعرف جيداً أنني أعرفه لأنك رأيتني أتحدث معه ليلة أمس في الملهى |
Beni affedin, Nadezhda Stepanovna, kulüpteki korkunç tavrım için. | Open Subtitles | المعذرة يا ناديا ستيبانوفنا, على تصرفي السيء في الملهى. |
Akşam kulüpteki diğer dağ farelerine anlatır artık. | Open Subtitles | ويخبر كل خنازير الأرض في الملهى عصر اليوم |
Ona güvendim, bütün geceyi gazinoda geçirdiğini düşündüm. | Open Subtitles | لقد وثقتُ به، ظننتُ انه كان في الملهى طوال الليل |
O akşam klüpte ne gördüğümü biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم ما رأيته في الملهى في تلك الليلة |
Konuştuğumuz gibi, şu anda Kulüpte içiyor. | Open Subtitles | وكما تحدثنا من قبل أنه تعود على الشرب في الملهى |
Kulüpte çalışan dansçıların fotoğraflarını trafikten isteyeceğim patron. | Open Subtitles | رئيسي, سأعرف الراقصات في الملهى و سأجلب صور رخصات قيادتهن |
Kulüpte dokuz yıl çalıştıktan sonra artık sınır nerede bilemiyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنه بعد العمل لـ9 سنوات .. في الملهى لم أعد أعرف الحدود الأخلاقية .. |
Kulüpte şarkı söylediğim son gecem. | Open Subtitles | انها الليلة الاخيرة التي اغني فيها في الملهى |
İnsanlar Kulüpte bütün gece ondan bahsediyordu. | Open Subtitles | الناس كانت تتحدث عنه في الملهى طوال الليل |
Dışarıdaki çöpleri temizliyordu, şimdi Kulüpte. | Open Subtitles | أنها تنظف المُخلفات، الآن أنها في الملهى |
kulüpteki adamla aynı kişi olduğunu nereden biliyorsun? | Open Subtitles | كيف يمكنك ان تعرفي انه كان نفس الشخص الذي في الملهى ؟ |
kulüpteki adamla aynı kişi olduğunu nereden biliyorsun? | Open Subtitles | كيف يمكنك ان تعرفي انه كان نفس الشخص الذي في الملهى ؟ |
Bir gün kulüpteki kızları rahatsız eden birinin arabasını hallediyordum sonuç olarak bir haftayı hastanede geçirdim. | Open Subtitles | ذات يوم فقدت صوابي على سيارة شخص كان يزعج الفتيات في الملهى و النتيجه هي أني قضيت أسبوعاً في المستشفي |
Bu akşam gerçekleşecek bir takas var. Çetenin yarısı, gazinoda bir kasanın içinde. | Open Subtitles | هناك تبادل سيحدث الليلة نصف الإتفاق معد و آمن في الملهى |
Sen klüpte her duyduğun müzikle dans ediyordun. | Open Subtitles | فيما يبدو إنكِ قد تأثرتِ مثلهم بما حدث في الملهى |
barda bi adam var sürekli bana bakıyor gitmezsek, onla yatmam gerekecek | Open Subtitles | ذلك الشخص في الملهى يواصل التحديق بي وان لم نذهب ، فسوف يتعين علي ان انام معه |
Herkese geçici hafıza kaybı yaşatacak şekilde tüm kulübe gaz salacağız. | Open Subtitles | سنطلق غازاً في الملهى متسببين في جعل الجميع يفقد ذاكرته مؤقتاً |
# Ailemle kulüpteyim # | Open Subtitles | ♪ في الملهى مع عائلتي |
NeedWant'ta başardıkların değişimle başa çıkman... | Open Subtitles | الذي حققتيه هنا في الملهى كيف تعاملت مع التغيير |