Ailenle birlikte evde olmadığın için şanslısın. | Open Subtitles | لحسن الحظ أنّك لم تكن في المنزل مع أسرتك |
Aylarca çocuklarla birlikte evde bırakıldıkları için. | Open Subtitles | لانهن تُركن في المنزل مع الاطفال ولوقت طويل |
Kurbanla birlikte evde olan başka kimse? | Open Subtitles | هل يوجد أي شخص آخر في المنزل مع الضحية؟ |
Kimsesizlerin yanında evimde gibi hissediyorum. Sizin ne işiniz var burada? | Open Subtitles | تعلم، شعرتُ أنني في المنزل مع بعض المغفلين لكن ما الذي تفعلونهُ أنتم هنا |
Kimsesizlerin yanında evimde gibi hissediyorum. Sizin ne işiniz var burada? | Open Subtitles | تعلم، شعرتُ أنني في المنزل مع بعض المغفلين لكن ما الذي تفعلونهُ أنتم هنا |
Alli ile evde işler nasıl gidiyor? | Open Subtitles | كيف هي الأمور في المنزل مع آلي؟ |
37 yaşındasın ve hala evde annen ile birlikte yaşıyorsun. | Open Subtitles | أنت 37، وكنت لا تزال يعيش في المنزل مع أمك. |
Eğer beni duyabiliyorsan, diğer çocuklarla birlikte evde kalmanı çok isteriz. | Open Subtitles | إذا كنتَ تستطيع سماعي... فأنت مرحبٌ بك في المنزل مع بقية الفتيان... |
Şimdi ailesiyle birlikte evde. | Open Subtitles | إنه في المنزل مع عائلته الآن |
- Çocuklarla birlikte evde. | Open Subtitles | -إنه في المنزل مع الفتيان |
Frank Liam'la birlikte evde miydi? | Open Subtitles | لكن كان (فرانك) في المنزل مع (ليام)؟ |
Anneni biraz araştırdım da, sen baban ile evde oturduğun zamanlarda annenin dışarılarda sürt-- | Open Subtitles | في الواقع انا نظرت الى أمك و اتضح انه طيلة الوقت انك كنت في المنزل مع أبوك ... بينما أمك تضاجع |
Dünya'ya yürüyorlar, Orijinal olan Tanrı ile evde iken. | Open Subtitles | بينما الأصلية في المنزل مع المخلّص |
Aileniz ile birlikte yaşadığınız zaman, tüm olayların ortasında kalıyorsunuz. | Open Subtitles | حسناً، كما تعلم، عندما تعيش في المنزل مع والديك، لا تزال في وسط كل ذلك |
O evde Lisa ile birlikte olması gerekiyordu. | Open Subtitles | كان مفترض أن يكون في المنزل مع ليزا |