Christy ve kızlarla arabada olacağım zamana kadar bunu Aklımda tutacağım. | Open Subtitles | سأبقي هذا في بالي بوجود كريستي و الأولاد معي في السيارة |
Aklımda bazı şeylerin olduğunu söyle ona. | Open Subtitles | أخبرْه أنني حَصلتُ على الأشياءِ التي في بالي |
Eğer düşündüğüm adamsa, o çizikler önceden olmuş olmalı. | Open Subtitles | لو أنه من في بالي, ربما كانوا هناك من قبل |
¢Ü Hep aklımdasın ¢Ü | Open Subtitles | *في بالي* |
Rob Williams, güney yerleşkesi katil balinalarını inceleyen bilim insanlarından biri, Bali'de de bir şeylerle uğraşıyor. | TED | حسنًا، روب ويليمز، أحد الباحثين الّذين يعملون على الحيتان القاتلة الجنوبية، يعمل أيضًا في بالي. |
Kacırdıgın seyleri dusunmeye calısıyorum da, aklıma pek bir sey gelmiyor! | Open Subtitles | أحاول أن أتخيل ماذا فاتك ولكن لا شيء يخطر في بالي |
Kafamda hiçbir şekilde bir bağlantı yoktu ve eğer bir duygu varsa, o da bir nevi antipatiydi. | TED | لم يكن هنالك أي ارتباط في بالي مطلقًا، في الحقيقة وحتّى لو كانت هنالك بعض المشاعر فقد كانت مشاعر تمرد. |
Sana destek olmak için buraya geldiğimde, aklımdaki bu değildi. | Open Subtitles | عندما أتيت هنا لمساندتك لم يكن هذا الشيئ في بالي |
Affedersin Penn, şu anda Aklımda tek bir şey var o da takımını ezip geçmek. | Open Subtitles | أسفة ، بين ، لكنه نمى شيء واحد فقط في بالي. والذي يسحق فرقتك |
Son kalan temiz penyeme tükürülmesini işte benim Aklımda kalanlar bunlar. | Open Subtitles | استفيق وأبصق فى كتف أخر قميص نظيف لدي وأغرق فى الحفاظات هذا هو ما يكون في بالي |
Son kalan temiz penyeme tükürülmesini işte benim Aklımda kalanlar bunlar. | Open Subtitles | استفيق وأبصق فى كتف أخر قميص نظيف لدي وأغرق فى الحفاظات هذا هو ما يكون في بالي |
Babana kalsaydı, ...beni bölge sınırında durduracaklardı, ...ama Santa Barbara gerçekten Aklımda sadece bir hapishane. | Open Subtitles | لكانوا اوقفوني عند حدود المقاطعة لكن سانتا باربرا هي السجن الوحيد في بالي من الجيد رؤيتك سيسي |
Görünüşe göre, Aklımda birçok şey var ama, yerde yatıp ölümüne kanaması olan çocuğa odaklanmıştım ve kısmi atardamar transeksiyonu yaşadığını düşünüyordum ve baskı uygularsam onu kurtarabileceğimi düşünüyordum. | Open Subtitles | انه كان هنالك الكثير في بالي كنت مركزاً على الصغير على الارض وهو ينزف واتذكر انني فكرت |
Lütfen düşündüğüm şeyi söylemeyin. | Open Subtitles | رجاءً لا تقولي مَن، أظنك ستنطقي بما في بالي. |
düşündüğüm şeyin sizin için bir ipucu olacağını düşünüyordum. | Open Subtitles | كنت أفكر بأن يجب أن أقول لك بما يخطر في بالي |
Tam olarak düşündüğüm müşteri profili olmasa da bana inandığın için teşekkür ederim. | Open Subtitles | حسنا ، إنهم ليسوا بالضبط الزبائن الذين توقعتهم في بالي ، ولكن ... شكرا لإيمانك بي |
¢Ü Hep aklımdasın ¢Ü | Open Subtitles | *في بالي* |
¢Ü Hep aklımdasın ¢Ü | Open Subtitles | *في بالي* |
Bali'de peşine düştüğümüz şeylerden biri de mobilya parçalarıydı. | TED | إحدى الأشياء التي بحثنا عنها في بالي كان قطع الأثاث. |
Bunun yanında hayatımda ilk defa Bali'de meditasyon yapmaya başladım. | TED | بدأت أيضا بالتأمل لأول مرة في حياتي في بالي. |
Seni oradan çıkarabilmek için aklıma gelen tek şey oydu. | Open Subtitles | لقد كان السبيل الوحيد في بالي لأخرجكِ من هنا حقاً؟ |
Hey, her şeyi de hatırlayamam ya. Kafamda bir sürü şey var. | Open Subtitles | اسمع ، أنا لا أستطيع تذكر كل شيء ، لدي الكثير في بالي |
- ama dün gece seks aklımdaki son şeydi. | Open Subtitles | ليلة أمس، الجنس كَانَ أخرَ شيءَ في بالي. |