Ayrıca aynı fizik uzmanı perşembe akşamı Brooklyn'de seminer veriyor. | Open Subtitles | و من ثم ليلة الخميس أستاذ الفيزياء يحاضر في بروكلين |
Brooklyn'de arabamız bozuldu, biz de Brooklyn köprüsünü atla geçtik. | Open Subtitles | سيارتنا تعطلت في بروكلين لذلك نحن ركبنا الحصان وعبرنا الجسر |
Tanrı beni sabırlı yaratmış. 8 hafta sonra Brooklyn'de görüşürüz. | Open Subtitles | خلقني الرب لابقى سوف اراك في بروكلين خلال 8 اسلبيع |
Brooklyn'deki apartmanımdan eşyalarımı toplayıp çocuklarla birlikte, eşimin ailesinin yanına, Alabama'ya taşındık. | TED | لذلك حزمت أغراض الأطفال والشقة في بروكلين وانتقلت إلى أقربائي في ألباما |
Sizi Anthony Hubbard'la tanıştırmak isterim. Brooklyn'deki yer ekibimde görevlidir. | Open Subtitles | أود أن أقدم لكم أنتوني مساعدي على الأرض في بروكلين |
Büyükbabam Brooklyn'de bir sac levha mutfak dolabı fabrikası sahibi ve işleticisiydi. | TED | كان جدي يملك ويدير مصنع خزائن المطبخ المصنوعة من الصفائح المعدنية في بروكلين. |
Ve sonra 2000 yılının Aralık ayında, Brooklyn'de büyük bir salonda, uzun süredir kendi evi gördükleri ülkeye bağlılık yemini eden diğer yüzlerce göçmen arasına katıldım. | TED | ومن ثم في ديسمبر 2000 انضممت إلى المئات من المهاجرين في قاعة في بروكلين حيث تعهدنا بولائنا لبلد لطالما اعتبرناه وطن. |
İşte ödülün, Frank. Narkotiğe tayin oldun. Güney Brooklyn'de. | Open Subtitles | هذه جائزتك أن تنتقل إلى قسم مكافحة المخدرات في بروكلين الجنوبية |
Bir gece Brooklyn'de o tenor gelir oturur ve dinler. | Open Subtitles | أتعرف , في احدى الليالي في بروكلين جاء الينا أحد العازفين ثم جلس و أخذ يستمع الي |
Galiba, burada Brooklyn'de oturuyor, ama yerini bilmiyorum. | Open Subtitles | أظن أني سمعت انها تعيش بمكان ما في بروكلين, لكني لا أعرف أين |
Onun için Belediye Bşk. Yrd. Brooklyn'de. | Open Subtitles | لا عجب ان نائب رئيس البلدية يتواجد في بروكلين |
Brooklyn'de neden kalayım ki? | Open Subtitles | ما الذي جعلكما تعتقدان أني سأبقي في بروكلين ؟ |
Bu yüzden FBI ve polis teşkilatımız var. Ordunun Brooklyn'de dolaşmasını istemiyoruz. | Open Subtitles | لهذا لدينا مكتب تحقيقات فيدرالي وقوة شرطة نحن لا نحتاج إلى جيش في بروكلين |
Arabalar için Brooklyn'de Ruslara çok fazla gitti. | Open Subtitles | مشكلة عمي انه راح للروس في بروكلين كثير على السيارات |
Bugün Brooklyn'de hidrometre oranı dördüncü gününde düştü. | Open Subtitles | ان المقياس متدني اليوم في بروكلين لليوم الرابع على التوالي |
Eğer beraber yemek yiyeceksek Brooklyn'de harika bir Rus Restaurantı biliyorum. | Open Subtitles | أعرف مطعماً روسيّاً صغيراً رائعاً في بروكلين |
Bu, elle yazılmış bir tabela ve Brooklyn'deki eski mahallemde bir kaç yıl önce bir aile pastanesinde görülmüştü. | TED | هذه علامة مكتوبة يدويا ظهرت في مخبز صغير في حيي القديم في بروكلين قبل بضع سنوات. |
kusursuz teknoloji gibi modern şatafatlı yatırımlar için, gelişmekte olan piyasalarda mikrofinans için veya Brooklyn'deki gibi zanaat fırınları için değil. | TED | ليس الأمر مجرد استثماررائع مثل التكنولوجيا النظيفة أو التمويل الأصغر في الأسواق الناشئة أو المخابز الحرفية في بروكلين. |
Burası Brooklyn'deki stüdyo dairem. Burası Arktik Okyanusu ve 7 gün sonra ikinci balinanın öldürülüsü. | TED | هذا هو الاستوديو الخاص بي في بروكلين. و هذا هو المحيط المتجمد الشمالي، و ذبح الحوت الثاني، بعد سبعة أيام. |
Neredeyse 100 sene sonra, bu dev benim Brooklyn'deki çocukluğuma taşındı ve asla terk etmedi. | TED | بعد حوالي مائة عامٍ تقريبًا، اتّخذ العملاق من طفولتي في بروكلين منزلًا له ولم يغادره قط. |
Şu anda Brooklyn'deyim, birkaç saat sürebilir. | Open Subtitles | أنا في بروكلين الآن سيستغرق الموضوع بضعة ساعات |
Ama, kızgın bir atın hayaletinin neden bir Brooklyn apartmanına musallat olduğunu anlamaya çalışan bir sonraki kiracıların yerinde olmak istemem. | Open Subtitles | ولكن لا أريد أن يكون المستأجرة المقبلة التي عليها ان تكتشف لم هنالك حصان غاضب روحه متواجدة في شقة في بروكلين |
Analistim, çocukluk anılarımı abarttığımı söylüyor ama Brooklyn'in Coney Island bölgesindeki hız treninin altında büyüdüm ben. | Open Subtitles | يقول المحلل النفسي انني أبالغ في ذكريات طفولتي ولكنني نشأت تحت هذا المنزلق منزلق سيارات في بروكلين جزء من جزيرة كولي |