Aslında garip çünkü BlueBell'de zaman... inanılmaz derecede yavaş ilerler. | Open Subtitles | إنه غريب، كل شئ يتحرك للأسف ثقيل في بلوبيل ؟ |
BlueBell'de yaşadığım tüm o süre boyunca buradan gider gitmez kendimi bulacağımı düşünürdüm. | Open Subtitles | كل الوقت الذي عشته في بلوبيل فكرت اني بمجرد ان اخرج سأجد نفسي |
Birincisi, BlueBell'de hiçbir şeye dair seçkin bir grup yok. | Open Subtitles | اولاً : لا يوجد فريق نٌخبة لأي شىء في بلوبيل |
Ah hayır. BlueBell'deki tüm bekar erkekleri toplayıp bir odaya toplayabilirsin. | Open Subtitles | اه , لا , يمكنك الحصول علي كل العزاب في بلوبيل |
- Düzeltsen iyi olur. BlueBell'deki bir başka harika güne. | Open Subtitles | حسناً من الأفضل لك من أجل يوم ثاني مثالي في بلوبيل |
Yani, son 4 aydır şehirdeki tek doktor benim ve Bluebell'in insanları çok sadıktır. | Open Subtitles | انا اعني , بأنني كنت الطبيب الوحيد في هذه البلدة على مدى الاربع اشهر الماضية والناس في بلوبيل مخلصون |
- Hayır o olay için hiç canını sıkma, aslında resmen BlueBell'e hoş geldin demek için buradayız. | Open Subtitles | لا تُضايقُي نفسك حول ذلك ابدا لا، لا في الحقيقة، نحن هنا لنرحب بك رسميا في بلوبيل |
İki çocuğumuz olacak ve onları burada, BlueBell'de büyüteceğiz. | Open Subtitles | وسَيكونُ عِنْدَنا طفلان وسأربيهم هنا في بلوبيل |
Cole Maliska'nın avcı olması ve BlueBell'de bu sene 4 tane daha at sineği felci olayı olması gibi. | Open Subtitles | مثل حقيقة ان كول ماليسكا كان صياداً وانه كان لدينا 4 حالات شلل القراد في بلوبيل خلال هذه السنة فقط |
BlueBell'de havalar çok sıcak ve insanlar zor durumdalar. | Open Subtitles | حَسناً، انها موجة الحر في بلوبيل وأنتم غَارِقون. |
Herhangi bir yere gidebilirdin ama BlueBell'de kaldın. | Open Subtitles | كان من الممكنُ أَنْ تختفى في أي مكان لَكنَّك بَقيتَ في بلوبيل |
A, BlueBell'de sosyal hayata sahip olmak imkansız. | Open Subtitles | من المستحيلُ الحصول على حياة إجتماعية في بلوبيل |
BlueBell'de de bekar erkekler olmalı. | Open Subtitles | لابدّ أن يكون هناك بَعْض الرجالِ العازبين في بلوبيل |
- BlueBell'de bekar erkekler olmalı. | Open Subtitles | لابدّ أن يكون هناك بَعْض الرجالِ العزاب في بلوبيل |
BlueBell'de geçireceğim en mutlu gecem olması gerekiyordu. | Open Subtitles | اللّيلة يفترض أن تكُون الليلة الأكثر سعادة لي في بلوبيل |
Görünüşe göre, BlueBell'de kimse Dr. Zoe Hart'tan reçete almadan seks yapamaz. | Open Subtitles | علي مايبدو لا احد يستطيع ممارسة الجنس في بلوبيل بدون وصفة طبية من د.زوي هارت هذا |
BlueBell'deki en etkili anlaşmayı yapmak üzereyim. Tahmin et, kim, kim, kim? | Open Subtitles | وقد أمنت واحد من اكثر الموافقات نفوذا في بلوبيل خمن من , من ؟ |
6 yıl boyunca "BlueBell'deki En Mutlu Kız" ödülünü kazanan Judy Prescott. | Open Subtitles | جودي بريسكوت الرابحة في مسابقة أسعد فتاة في بلوبيل ستة سنوات على التوالي |
BlueBell'deki son gününde sana bir kahvaltı ısmarlayayım mı? | Open Subtitles | هل أشتري لكي الفطور لأخر يوم لكي في بلوبيل |
Bluebell'in yeni iktidar çiftine de bir bakın. Lavon, seni görmek ne güzel. | Open Subtitles | حسنا , او ليس هؤلاء اجدد واقوي ثنائي في بلوبيل |
Bluebell'in tıbbi sorumluluğunda yetkili kaptan olarak takviye birliklerini çağırdım. | Open Subtitles | بصفتي كابتن الرعاية الصحية في بلوبيل فقد طلبت تعزيزات |
Şirket avukatlığı 5 para etmez bir şey ayrıca BlueBell'e yardım etmeyi düşünmeden duramam. | Open Subtitles | محامون الشركات يكسبون أكثر لَكنِّي لا أَستطيعُ عدم التَفكير في بلوبيل |