Bir sabah uyandığımda karım çoktan evden ayrılmıştı. Boş bir evde yalnız kalmak ne demektir az çok bilirim. | Open Subtitles | استيقظتُ ذاتَ صباح، و كانت زوجتي قد رحلت أعلمُ بعضَ الشيء عن البقاء وحيدة في بيتٍ خالٍ |
Gerçekten mi? Son baktığımda perili bir evde saklanıyordun. | Open Subtitles | -وجدتُ مُختبئاً في بيتٍ مأهولٍ بأرواح الساحرات |
Artık kaynağınla görüşmelerinizi güvenli bir evde yapmanızın zamanı geldi. | Open Subtitles | إنه وقت تقابلكَ أنت ومصدركَ في بيتٍ آمن |
Chloe, onun birkaç mil uzakta güvenli bir evde olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | كلوي) تقول إنها في بيتٍ آمن) على بعد عدة أميالٍ من هنا |
Chloe, onun birkaç mil uzakta güvenli bir evde olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | قالت (كلوي) إنها في بيتٍ آمن على بعد عدة أميالٍ من هنا |
Yonkers'teki güzel bir evde büyüdügünü biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرفُ أنّكِ ترعرتِ في بيتٍ صغير في (يونكرز) |
- Ve Pullach'ta güzel bir evde mi yaşayacağız? | Open Subtitles | ونحيا حياة هنيئة في بيتٍ جميل في (بولاخ)؟ |
Puget Sound' da deniz kenarında, küçük mavi bir evde büyüdün.. | Open Subtitles | (لقد نشأتِ في (بيوجت ساوند منطقة تمثّل مدخل المحيط الهادئ على ساحل ولاية واشنطن في بيتٍ أزرق صغير بجوار البحر مباشرة |