Açık okyanusta 90 mil seyahat etmek o uğru iki saniyede yok eder. | Open Subtitles | هذا صحيح ، وأنه تسعين ميلاً من المحيطات المفتوحة سوف تأخذ ذلك حظا سعيداً بعيداً عنكِ في ثانيتين |
Aynasız, gerçek hareket görsen, var ya iki saniyede telef olursun. | Open Subtitles | لو أنك يا صاحب القدم المسطحة شهدت معركة حقيقية لتفجرت مؤخرتك في ثانيتين |
Babam burada olsaydı, iki saniyede içeri girmeyi başarırdı. | Open Subtitles | لو كان والدي موجود هنا, لتمكن من الدخول إليها في ثانيتين ببساطة |
İki saniye içinde önerim. Sadece maaş çekimi alacağım. | Open Subtitles | إهدأ ، سأرجع في ثانيتين سآخذ صك راتبي فقط |
Burada önümüzdeki iki saniye içinde, gidip izin verin. | Open Subtitles | هنا في ثانيتين المقبلة، والسماح لي بالرحيل. |
Bir şeye kalkışırsan birkaç saniye içinde bitersin. | Open Subtitles | إن حاولت شيئاً فستتحول إلى مغفل في ثانيتين |
Palyaçodan olan o sakatlığı iki saniyede geçirebilirim. | Open Subtitles | يمكنني جعل إصابة المهرج تلك تختفي في ثانيتين |
Yaralı yüzden kaçmak için bir kulede kilitli kaldığımı öğrenirse iki saniyede burada olur ve kapıyı tekmeleyeme başlar. | Open Subtitles | إذ عرفت انني محبوسة في برج مختبئة من ذو الوجه المشوه ستكون هنا في ثانيتين ، تضرب الباب |
Gidiyor musun? İki saniyede, "benim için şahane" | Open Subtitles | حسناً، لقد إنتقلتِ من سعادة غامرة لأجلي إلى أمر محزن لكِ في ثانيتين |
Ne var biliyor musunuz? Dün iki saniyede araba koltuğu kurduğunu gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيتهُ بالأمس يُركِّبُ كرسي الأطفال في السيارة في ثانيتين فقط |
İki saniyede Çinlilerin işini bitirmiş. | Open Subtitles | أطلق النار على الصيني مات في ثانيتين |
Ablam neredeyse iki saniyede buldu. | Open Subtitles | خصــوصا وأن أختي فعلت ذالك في ثانيتين |
Çünkü iki saniyede ezilip toz haline geleceksin. | Open Subtitles | لأني سأطحنك لتصير غباراً في ثانيتين |
Artık seni iki saniyede yaşlandıran ya da omurgana elektrik veren ya da buz çağı yanardağları yaratan şeyler üzerinde uzman değilim. | Open Subtitles | أنا لست خبيرة بعد الأن في الأشياء التي تجعلك مسن في ثانيتين ...أو تكهرب عمودك الفقري أو |
İki saniyede halledersiniz. | Open Subtitles | أنتم يا اصحاب سوف تكتبوها في ثانيتين |
Robert onları iki saniyede reddetti. | Open Subtitles | (روبرت) رفض العرض في ثانيتين. فالواقع، عندما قام برفضه. |
Sana iki saniyede bir kız ayarlayabilirim. | Open Subtitles | قد أعرفك بإمرأة في ثانيتين |
İki saniyede 30 mil. | Open Subtitles | ثلاثين ميلا في ثانيتين. |
İki saniye içinde ölmüş olurdu. | Open Subtitles | عليه مباشرة في ثانيتين لو ارادوا |
Ne var biliyor musun, iki saniye içinde bilmem gerekenleri söylemezsen hızmalarını sökmeye başlayacağım ve yüzündekilerden biriyle de başlamayacağım. | Open Subtitles | إذا لم تخبريني ما أحتاج لمعرفته في ثانيتين... سوف أبدأ بإزالة ثقوبكِ ولن أبدأ بالتي على وجهكِ |