Şimdi olmaz da Cuma günkü gemi partisinde olacaksın, değil mi? | Open Subtitles | لا أستطيع الآن, لكنك ستكون في حفلة الباخرة يوم الجمعة, صحيح؟ |
Neden seni 15 yaşındaki bir kızın partisinde istemedi, merak ettim şimdi. | Open Subtitles | من الصعب تخمين سبب رفضها ذلك في حفلة عيد الميلاد الـ 15 |
Dün gece bir kulüpte tanıştık ve bir kokain partisinde kelepçelendik. | Open Subtitles | إلتقينـا في الملهى الليلة الفائتة وقيدنـا نفسننا ببعض في حفلة مخذرات. |
Ve ayrıca, partide nasıl davranacağımı bana söylemene gerek yok. | Open Subtitles | بجانب ، أنني لا أعلم كيف أكون هكذا في حفلة |
Bob ve Brenda'nın Cadılar Bayramı partisinde tanıştığım pislik bu! | Open Subtitles | هذا الغبي الذي قابلته في حفلة هالوين بوب و بريندا |
Yahudi kuzenimin doğum günü partisinde memenin görünmesi kadar kötü değil. | Open Subtitles | إنه أسوأ بكثير عندما برز ثديك في حفلة بلوغ ابن عمي |
Burada bir pijama partisinde, Fransız Vogue çekiminden birkaç gün önce | TED | ها أنا في حفلة مبيت قبل أيام من التصوير لـ"فوغ الفرنسية". |
Evet. O Japon partisinde değil miydiniz? | Open Subtitles | بل تقابلنا ألم تكن في حفلة في المنزل الصيني ؟ |
Geçen akşam babanın partisinde yanında olan çıtırı düşün sen. | Open Subtitles | فكّر بشأن ذلك الضغط الصغير الّذي كان لديّك في حفلة والدك في اللّيلة الأخرى. |
Noel partisinde tanışmıştın. | Open Subtitles | إجتمعتِ بها في حفلة عيد الميلاد في ذلك الوقت |
Bahçe partisinde geleceğinize baktığımı hatırlıyor musunuz? | Open Subtitles | تذكر في حفلة الحديقة، عندما نظرت للمستقبل؟ |
Tamam, geri döndüğümde, ben en kısa zamanda size evlenecek değilim, nişan partide. | Open Subtitles | حسنا،عندما تعودين. انا سأعمل على أن نتزوج بأسرع ما أستطيع. في حفلة الخطوبة. |
Blair'le bir partide buluşacağız ve öyle yalnız bırakılması gereken bir yer değil. | Open Subtitles | بلير ستجتمع معي في حفلة وآنه مكان لا يجب أن تكون فيه لوحدها |
Bir partide, en az altı insan olduğunu farz edelim. | TED | لنفترض أن هناك ست أشخاص على الأقل في حفلة. |
Bayan Wannop'u da öğlen partisine dâhil edersen, memnuniyetle kabul ederim. | Open Subtitles | سأخذ ذلك بلطف إذا أنت تدرج السيدة وانوب في حفلة الغداء |
Onun taç giyme töreninde beraber olacağı kişi benim. | Open Subtitles | انها انا التي سوف ترقص معه في حفلة تتويجه |
Bir adamın üst kata çıkıp kafasını uçurduğu bir partiye katıldın mı? | Open Subtitles | هل كنت يوماً في حفلة حيث يصعد رجلاً إلى الأعلى ويفجر رأسه؟ |
- İIk kez bunu,Temmuz partisi için misafirlerimiz geldiğinde hissetmiştim. | Open Subtitles | ادركت للمرة الأولى في حفلة شهر يوليو لدى ميندي وبرايس |
Uzun, sarı bir saç. Bu bekarlığa veda partisindeki kadınlardan birinden gelmiş olabilir. | Open Subtitles | حسناً ، قد يأتي هذا من أيّ واحدة من النساء في حفلة العزوبيّة |
Bak, aynı lafı mezuniyet balosunda eski kız arkadaşım da söylemişti. | Open Subtitles | حبيبتي السابقة اخبرتني بنفس الكلام في حفلة التخرج وكانت عاهرة كاذبة |
Mesela bir parti olduğunu düşün. Herkesin ailesi de orada birlikte. | Open Subtitles | اسمعي، لنفترض أننا في حفلة وكل آبائنا مجتمعين معاً |
- Gözetlememe gerek yok. bir partideydim ve bir adam, karımın yazdığı kitaptan bir bölüm okuduğunu söyledi. | Open Subtitles | كلا، لقد كنت في حفلة وقال أحد الأصدقاء أنه قرأ فصل أولي |
Bekârlığa veda partisini ucuza mâl edebilirdik. | Open Subtitles | كان بوسعي أن أوفر بعض المال في حفلة العزوبية |
Noel partisinin verildiği ofiste bir hırsızlık olmuş. | Open Subtitles | يبدو أنّ سرقة حدثت في حفلة المكتب لعيد الميلاد |
Bir keresinde bir partinin tuvaletinde yapmıştık. | Open Subtitles | أنا أقصد أننا فعلناها مرة في حمام عام في حفلة |