ويكيبيديا

    "في خزانته" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • dolabında
        
    • dolapta
        
    Hatta sahip olduğu her şey düzenli şekilde dolabında asılı ve düzenli şekilde sandığında katlıydı. Open Subtitles و رغم هذا كانت كل أشيائه معلقة بأناقة في خزانة ملابسه و مطوية بعناية في خزانته
    Ama dolabında sizin üniformanızı bulduk. Open Subtitles وجدنا أحد ألبستكم الموحدة في خزانته هل لديك فكرة كيف وصل لهناك؟
    ! dolabında birkaç yüz dolar duruyor. Hiç birşey çalınmamış. Open Subtitles ليس لديه سوى زوج من الآلاف في خزانته هذا هو كل الهراء
    Ne diş fırçası, ne traş bıçağı ne de dolapta sakladığı Mossberg tüfeği ortada yok. Open Subtitles لا فرشاةَ أسنان، لا شفرةَ حلاقة لقد أخذ كل شئ في خزانته
    O dinozorumsu şeylerin dolapta gizlendiğinde ısrar ediyordu. Open Subtitles بقي مصرّاً على أنّ إحدى أشياء تلكَ الديناصور مختبئة في خزانته.
    Rüyamda Fry bana dolabında bir hediyesi olduğunu söyledi. Open Subtitles في حلمي، فراي قال أنه أخفى هدية لي في خزانته
    Onun dolabında küçük bir araştırma yaptım ve bunu buldum. Open Subtitles وهذا ليس كل شيئ بحثت في خزانته ووجدت هذا
    dolabında birşeyler bulduk: Ayakkabılar, kalemler ve diş teli... Open Subtitles نجد أشياء في خزانته أحذية، أقلام رصاص، مثبات
    Geçen hafta, bir genç dolabında bir silahla yakalandı. Open Subtitles الأسبوع الماضي تم الإمساك بصبي لديه مسدس في خزانته
    Okuldaki dolabında ilacın boş şişesini buldular. Open Subtitles العثور على زجاجة وصفة طبية فارغة في خزانته في المدرسة.
    dolabında bir kasetçalar ve üstünde dans etmek için karton bulundururdu. Open Subtitles كان لديه مسجل و قطع من الكرتون في خزانته
    Bütün kıyafetlerini dolabında bırakmıştı ama ayakkabıları yoktu. Open Subtitles لقد ترك بقية ثيابه في خزانته لكن لم يكن هنالك أثر لحذائه
    Garip birisi. dolabında silah saklayan tiplere benziyor. Open Subtitles أنه غريب الاطوار هو يبدو عليه انه يحتفظ على الأسلحة في خزانته
    Ertesi gün oğlanı dolabında kendini asmış olarak buluyor. Open Subtitles ، في الصباح التّالي . وجدته معلقاً في خزانته
    Sürekli duvarlara çizimler yapıyor ve Kitty, dolabında turşu kavanozu bulmuş. Open Subtitles لا يتوقف عن الرسم على الجدران،وكيتي قالت بأنها وجدت جرة اسطوانية في خزانته
    Ne üstünde ne dolabında değerli bir şey yoktu. Open Subtitles فلمْ نجد أيّ شيءٍ قيّم في خزانته أو على جثته.
    Cezalandırıldığını biliyor ve dolabında saklanırken buluyorum onu, kızın birine mesaj atarken. Open Subtitles يعلم انه معاقب ومن ثم اجده مختبئ في خزانته بهاتفه يراسل فتاه ما
    O hapları şuradaki dolapta tuttuğunu düşünüyorum. Open Subtitles أعتقد أنه يحتفظ بهم في خزانته هناك
    Evet. Rip'in vodkasından kalmış olabilir biraz dolapta. Open Subtitles أظن أن (ريب) لديه بعض من تلك الفودكا في خزانته

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد