ويكيبيديا

    "في داخلها" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • İçinde
        
    • İçindeki
        
    • Onun içinde
        
    • İçlerinde
        
    • İçerisinde
        
    • içindeyken
        
    İçinde sanki sosis varmış gibi görünüyor, ama sebze doldurmuşlar. Open Subtitles يبدو انه هناك في داخلها خبز, لكنه في الحقيقة خضروات
    - Seni burada tutmak istiyorum. - Onun içinde ölmek istemiyorum. Open Subtitles انا اريدك ان تبقي هنا لا استطيع اني اموت في داخلها
    Onu bulursan, içinde durduğu çemberin dışına çıkart ve orada işini bitir. Open Subtitles لو وجدته,يجب أن تخرجه من الدائره التي هو في داخلها وتقتله هناك
    İçindeki parayla birlikte kasa geldiğinde öğle yemeği de gelmişti. Open Subtitles بعد إحضار وجبة الغداء عند وصول الخزانة والمال في داخلها
    - İçlerinde sen de vardın. - Öyle mi? Open Subtitles -وأنتِ كنتِ في داخلها ـ حقاً؟
    Ve şimdiye kadar içerisinde bir hayat belirtisi görülmedi. Open Subtitles وحتى الآن ليس هناك أي علامة على الحياة في داخلها.
    O zaman bu üssü biz de içindeyken toprağa gömecekler. Open Subtitles عندها سيدفنون هذه القاعدة و نحنُ في داخلها
    Bu bir komşu galaksinin resmi. İçinde bizim Güneş'imiz gibi 100 milyar yıldızı olan bir galaksi. TED هذه صورة لمجرة ، مجرة معتادة مع 100 مليار نجم مثل الشمس في داخلها
    Uçak 12:00'de kalkıyor, ve ben planladığım gibi içinde olacağım. Open Subtitles تغادر الطائرة في الساعة 12: 00 ، و في داخلها انوي ان اكون.
    Uçak 12:00'de kalkıyor, ve ben planladığım gibi içinde olacağım. Open Subtitles تغادر الطائرة في الساعة 12: 00 و في داخلها انوي ان اكون
    Onun, en büyük, en büyük değilse bile kendi kuşağının en büyük aktristi olma özelliğini ... içinde barındırdığını anlamakta yetersiz mi kalıyorsun? Open Subtitles هل أنت غير قادر على فهم هذا لديها في داخلها ما يجعلها من الأعظم أن لم يكن أعظم ممثلة في جيلها؟
    O çok güzel. Çok genç. İçinde Tanrıların gücü var. Open Subtitles هي جميلة, هي صغيرة وبالرغم من ذلك في داخلها قوة عظيمة
    Motor çalışırken anahtarı arabanın içinde mi bıraktın? Open Subtitles هل تركت مفاتيح السيارة في داخلها بينما المحرك يعمل؟
    Ormanı açıyor, içindeki ağaçları açığa çıkarıyor. TED كأنها تنظف الغابه وتكشف الأشجار في داخلها.
    İçindeki en gizli sırlara sahip olmak istiyor. Open Subtitles انه يريد أن يملك أكثر الأشياء سرَاً في داخلها انه ملعون الى الأبد
    Bir ampülün içindeki telin uzun süreliğine kızarabilmesi boşluk içermesi sayesindedir. Open Subtitles الأسلاك التي داخل المصباح الكهربائي يمكن أن تتوهج لفترات طويلة لأنها تحتوي في داخلها فراغ.
    Hemen bu kimyasal'dan edindim, küveti onunla doldurup yüzümü içine soktum. Ve Onun içinde nefes almaya çalıştım, elbette ki bu imkansızdı. TED لذا ، حصلت على تلك المادة الكيميائية ملأت الحوض منها، ووضعت وجهي في الخزان وحاولت أن أتنفس في داخلها وقد كان ذلك من المستحيل حقا
    Onun içinde...bir hüzün var. Open Subtitles هناك حزن.. في داخلها.
    Onun içinde kara büyü var. Open Subtitles لديها سحرٌ مظلم في داخلها
    İçerisinde o şeyler varken, nasıl olur da yiyebilirsin? Open Subtitles لا ادري كيف ياكلون هذه دون ان يعرفوا المصنوعة في داخلها
    Ben içindeyken beyaz bir odadan ibaretti. Open Subtitles عندما كنت في داخلها كانت عبارة عن غرفة بيضاء

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد