Denizcililk benim kanımda var, Bir zamanlar büyük-büyük babam,Huck Griffin | Open Subtitles | الإبحار في دمي, منذ أن كان جدي الأكبر هك قريفن |
İtalyan gibi mi? Ben İtalyan severim. İtalyan benim kanımda var. | Open Subtitles | أود الإيطالية، وأنا أحب الإيطالية، والإيطالية في دمي |
Annem bir dansçıymış. Sanırım bu benim kanımda var. | Open Subtitles | ام,أمي كانت راقصة لذا أعتقد بأن ذلك يسري في دمي. |
Bu demektir ki, 90 dakika sonra kanımdaki alkol tamamen gitmiş olacaktır. | Open Subtitles | مما يعني أنه لم يكن هناك كحول في دمي بعد 90 دقيقة |
Otto alyuvar hücrelerini ölümle savaşmak için tekrardan kodladı. | Open Subtitles | أوتو أعاد تشفير كريات الدم البيض لك وذلك ليقاوم السرطان الموجود في دمي |
Eğer bu virüsü kanıma enjekte ettikten sonra bile hala bağışıklığım olursa o zaman kanımı panzehir olarak kullanabilirim. | Open Subtitles | - إذا ظللت في مأمن من هذا الفيروس، حتى بعد أن وضعته في دمي.. يمكن أن يستخدم دمي في صنع مضاد لهذا الفيروس |
Hırsızlık benim kanımda var. Fakat bir hırsız nasıl onurlu olur? | Open Subtitles | السرقة تسري في دمي لكنْ كيف أكون لصّاً شريفاً؟ |
Ne diyebilirim ki, dostum. Şeytan yavrusuyum ben, kanımda var. | Open Subtitles | ماذا يمكن أن أقول يا رجل أن إبن مشاة البحرية ، هذا الشيء يسري في دمي |
Bu da efsane bir Noel partisi vermek kanımda var demek. | Open Subtitles | ما يعني أن إقامة حفلات عيد ميلاد مبهرة موهبة تجري في دمي. |
Ben bir Peyton'ım. Yarışmak benim kanımda var. | Open Subtitles | أنا من عائلة بيتون السباق في دمي |
Benim kanımda var polis olmalıymışım. | Open Subtitles | إنه في دمي كان لابد أن أكون شرطياً |
Babam pezevenkti. Suç benim kanımda var. | Open Subtitles | و أبي كان مغتصب أي أن الإجرام في دمي |
Kriket benim kanımda var. | Open Subtitles | لقد تربيت مع لعبة الكريكيت في دمي |
Bu benim kanımda var. Bunu ilk olarak bişeylerle meşgul olmak için yaptım. | Open Subtitles | هذا الأمر يجري في دمي وهو ماكان يؤرّقني |
Hastane laboratuarları sonuçlarına göre kanımdaki insülin emilimi normal sınırdan 14 kat daha fazlaydı. | Open Subtitles | إضافة لذلك، أن مختبر المشفى أشار أن نسبة الأنسولين في دمي عند دخول كانت 14 مرة ضعف الطبيعي |
kanımdaki antikorlar, vücudundaki tüm virüs kırıntılarını yok edecek. | Open Subtitles | الأجسام المضادة في دمي سوف تقضي على أيّ أثار للفيروس في جسدكِ |
Yaşamsal belirtilerim, kanımdaki oksijen seviyesiyle birlikte ekranda görüntüleniyor. | Open Subtitles | ويجري حاليا رصد العلامات الأساسية لي جنبا إلى جنب مع مستويات الأوكسجين في دمي. |
Otto alyuvar hücrelerini ölümle savaşmak için tekrardan kodladı. | Open Subtitles | أوتو أعاد تشفير كريات الدم البيض لك وذلك ليقاوم السرطان الموجود في دمي |
O zaman benim kanıma enjekte et. | Open Subtitles | إذن، احقنه في دمي. |