Bir saat içinde tekneye su aldırıp seni denizin dibine gömerler. | Open Subtitles | أن تملأ الابتعاث وتفريغ لك في ساعة واحدة في قاع البحر. |
Kevin ve Tom'u alıp Bir saat içinde buluşma noktasına gel. | Open Subtitles | احصل على كيفن وتوم وتلبية في بقعة طبيعية في ساعة واحدة. |
Önündeki masada 36 tane karıştırılmış iskambil destesi var ve Bir saat içinde kendi geliştirdiği ve uzmanlaştığı bir teknikle kağıt sıralamasını ezberlemek üzere. | TED | وأمامه على مكتبه يوجد 36 أوراق لعب مخلوطة والتي سيحاول حفظها في ساعة واحدة مستخدماً تقنية قام بإختراعها بنفسه والتي لم يتقنها إلا هو |
Bir saat sonra, Bethesda'taki Memorial Köprüsü'nde olmanı söylüyor. | Open Subtitles | يقول يكون في الجسر التذكاري في بيثيسدا في ساعة واحدة. |
Çünkü Bir saat sonra kapı seçmenlere açılıyor. | Open Subtitles | لأن فتح الباب ل إلى الهيئات المكونة في ساعة واحدة. |
bir saate büyük bir bahis kazanmaya çalışırsınız. Hepsi bu. | Open Subtitles | وهدفك هو الفوز برهان واحد كبير في ساعة واحدة.. |
Bir enzim, bir saatte 1.000 adet kimyasal tepkiyi harekete geçirebilir. | TED | يستطيع أنزيم واحد تفعيل الآلاف من هذه التفاعلات الكيميائية في ساعة واحدة. |
1972'de, Eddy Merckx Bir saat içinde bisiklet sürerek alınan en uzun yol rekorunu 49,431 km ile kırdı. | TED | في عام 1972، حقق إيدي ميركس الرقم القياسي لأطول مسافة تُقطع بالدراجة في ساعة واحدة عند 30 ميل، 3,774 قدم. |
Bir saat içinde tek bir virüs hücreyi ele geçirdi, çoğaldı ve onu öldürdü. | Open Subtitles | في ساعة واحدة اجتاحها فيروس واحد وتكاثر وقتل الخلايا |
Bir saat içinde geçit vasıtasıyla bu sembollerin temsil ettiği gezegene gideceksiniz. | Open Subtitles | في ساعة واحدة ستذهبون الى الكوكب عبر البوابة حددت بهذه الرموز |
Bir saat içinde silah teftişi. | Open Subtitles | هيا، أنت شبان. أريد أسلحة الاختيار في ساعة واحدة. |
Bir saat içinde, iki taraf eski tekstil fabrikasında buluşacaklar. | Open Subtitles | حتى في ساعة واحدة ، كلا الجانبين ستعمل يجتمع في مصنع النسيج القديم |
Her şeyi Bir saat içinde unuturlar. | Open Subtitles | انهم ستعمل ينسى الامر برمته في ساعة واحدة. |
Her şeyi Bir saat içinde unuturlar. | Open Subtitles | انهم ستعمل ينسى الامر برمته في ساعة واحدة. |
Eğer Bir saat içinde, bu bankanın önünde 5 minibüsü görmezsem, başka bir rehineyi arkasından vuracağım. | Open Subtitles | إذا لم أشاهد خمس عربات أمام هذا البنك في ساعة واحدة سأطلق النار على رهينة أخرى من الخلف |
Evet. Sen dışarıdayken, Bir saat içinde üç tane tehdit araması geldi. | Open Subtitles | نعم، وبينما كنتِ بالخارج، تلقيت ثلاثة مكالمات كراهية في ساعة واحدة |
Gab dergisinin öğle yemeği partisi Bir saat sonra başlayacaktı ve harika elbisem hâlâ kuru temizleyicideydi | Open Subtitles | وكان "مجلة جاب" الحزب في ساعة واحدة وكان ثوبي في عمال النظافة. |
Vaughn ve Bristow, Bir saat sonra gidiyorsunuz. | Open Subtitles | فوجن وبريستو، أنت ستترك في ساعة واحدة. |
Bir saat sonra benimle kampta buluşun. | Open Subtitles | قاتلوا خلف المعسكر في ساعة واحدة. |
bir saate dönerim. | Open Subtitles | سأعود إلى التقاط ما يصل اليه في ساعة واحدة. |
Joey, yeni koltuk bir saate burada olur. | Open Subtitles | جوي، وكرسي الجديد سيكون هنا في ساعة واحدة. |
Selam, süt yarışması yapacağız ve bir galon sütü bir saatte içmeye çalışacağız ya da, içebildiğimiz kadar hızlı aslında. | Open Subtitles | مهلا , نحن سأفعل التحدي الحليب , ونحن سأحاول أن تشرب غالون من الحليب في ساعة واحدة أو , في الواقع , بأسرع ما يمكن. |