ويكيبيديا

    "في سيارة أجرة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Taksiyle
        
    • bir taksiye
        
    • bir takside
        
    Bu tarafa bir Taksiyle geldiğimi hatırlıyorum. Open Subtitles أتذكر أني أتيت مع هذا الطريق في سيارة أجرة
    Samantha gelip beni Taksiyle almakta ısrar ettiğinde. Open Subtitles عندما أصر سامانثا على التقاط لي في سيارة أجرة.
    Düşünün. Diyelim ki, toplantıya gitmek üzere bir taksiye bindiniz. Open Subtitles تخيل الأمر , تصور أنك في سيارة أجرة ذاهب للقاء
    Evet, bir taksiye atlayıp, şu caddeden aşağı indiler. Open Subtitles نعم ،وصلوا في سيارة أجرة و ذهبو الى اسفل الشارع.
    Bu size biraz garip gelebilir ama gece vakti bir takside yalnızız ve biraz utansam bile, günah çıkarmak istiyorum ben! Open Subtitles ،ولكن ها نحن هنا وحيدين في سيارة أجرة ،وأشعر بإحراجٍ بعض الشيء ولكن أرغب بتقديم إعتراف
    - Koca Anne... Koca Anne'yi bir takside gördüm, şimdi GB alacağım. Open Subtitles لقد رأيت الجدة الكبيرة تخرج في سيارة أجرة سأقوم الآن بمتابعتها
    Pazartesi, çarşamba ve cumaları o Taksiyle geliyor. Open Subtitles في أيام الاثنين, الأربعاء و الجمعة تأتي إلى هنا في سيارة أجرة
    Bir Taksiyle tüyebilirsiniz. Open Subtitles تستطيعين الرحيل في سيارة أجرة وإذا لم تجدي، تستطيعين الرحيل مغضبة
    Hayır, sadece bir öğrencinin okula Taksiyle gelmesi biraz garip geliyor bana. Open Subtitles كلا , من الغريب أن تأتي طالبة في الإبتدائية إلى المدرسة في سيارة أجرة
    - Seni Taksiyle eve gönderdiğimi unutmuşsun. Open Subtitles لدرحة أنّك نسيت أنِّي أرسلتك للمنزل في سيارة أجرة
    Taksiyle eve dönüyoruz. Open Subtitles نحن في سيارة أجرة نحن في طريقنا إلى المنزل
    Ve eve Taksiyle yalnız geldiniz, doğru mu? Open Subtitles و ركبت إلى المنزل وحيداً في سيارة أجرة , صحيح؟
    Kaiser Permanente ve Bellflower hastanesi onu bir taksiye bindirmiş ve bu noktaya getirip bırakmasını söylemişlerdi. Open Subtitles قيصر بيرمانانيتي في مستشفى بيلفلور ضِعْها في سيارة أجرة ووجّهَهم لجَلْبها إلى هذه نقطةِ الخروجِ.
    Kaiser Permanente ve Bellflower hastanesi onu bir taksiye bindirmiş ve bu noktaya getirip bırakmasını söylemişlerdi. Open Subtitles قيصر بيرمانينت في مستشفى بيلفلوير وضعها في سيارة أجرة ووجّههم لجلبها إلى نقطة الخروج هذه
    Efendim, biraz önce dört kişinin başlıkları metal bir sandıktan sarı bir taksiye yüklediklerini gören bir görgü tanığıyla konuştum. Open Subtitles سيدي، تحدثت مع شاهد قال أنه رأى أربعة رجال يفرغون محتويات صندوق معدني في سيارة أجرة صفراء
    Dışarıda bir taksiye yeni bir kız yerleştirip bekar olmanı kutlayacağını düşünmüştüm. Open Subtitles أسفة , اعتقدت أنك ستكون في الخارج تحتفل بعزوبيتك وتضع فتاة جديدة في سيارة أجرة
    Ben de bir taksiye atladım, eve gidip sızdım. Open Subtitles عدت في سيارة أجرة للمنزل واستمنيت حتى نمت
    Sekiz sene önce olsaydı şu an bir taksiye atlayıp o mavi Fransız kornoyu çalmaya giderdim. Open Subtitles لو أننا منذ ثمانية أعوام الآن، لقفزت في سيارة أجرة وسرقت ذلك البوق الفرنسي الأزرق
    Mesela sıcak bir takside on saat üzerine oturduğun arka cebindeki cüzdan gibi. Open Subtitles عندما يمتزجان مع الضغط والحرارة، لنقل مثلا... محفظة نقود جُلٍس عليها من عشر ساعات إلى يوم في سيارة أجرة ساخنة.
    Logan yolunda bir takside ciğerlerine hava gitmemiş. Open Subtitles " انهار في سيارة أجرة في طريقه إلى " ليجون
    bir takside doğurmak üzereyim! Open Subtitles أنا على وشك أن ألِد طفلةً في سيارة أجرة!

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد