Üst düzey bilim adamlarımız gezegenin her yanında bazı noktalar belirledi. | Open Subtitles | لقد حدد نخبة علمائنا نقاط إطلاق محددة في شتى أنحاء الكوكب |
her kampüsün bir dönemde 10.000 lideri olacak ve böylelikle belirli bi süre içinde 250.000 lideri eğitiyor ve geliştiriyor olacağız. | TED | سيكون بكل حرم جامعي 10,000 قائد بنفس الوقت بحيث سندرس ونطور 250,000 قائد في شتى المجالات. |
Aslında, yerkürenin her yerinde insanlar uzuyor. | TED | في الحقيقة، الناس في شتى أقطاب العالم يكتسبون زيادة في الطول. |
Matsumoto'nun dört bir yanındaki yalnız yaşayan yaşlılardan acil durum çağrısı geliyor. | Open Subtitles | انهالت علينا نداءات الطوارئ من العجائز "الذين يعيشون وحدهم في شتى أنحاء "ماتسوموتو |
Adam sadece bir gruba liderlik ediyormuş. Ülkenin dört bir yanındaki şehirlerde çekilmiş yüzlerce video var ve geriye hiçbir şey kalmamış. | Open Subtitles | و(آدم) كان يقود مجموعة واحدة فقط هنالك مئات المقاطع لدوريات في شتى المدن |
Yaptıkları şey, Hintlileri her türden sıra dışı yollarda güçlendiriyor. | TED | وما يفعلونه يمكن الهنود في شتى الطرق المذهلة |
Yürütücü işlevi her gün, hayatımızın her alanında kullanıyoruz. | TED | إذًا نحن نستعمل الوظيفة التنفيذية في حياتنا يوميًا في شتى المجالات. |
Tüm dünyadan ve her kariyer aşamasından bizimle çalışmaları için enerjik, yetenekli ve farklı alt yapılardan bilim insanları arıyoruz. | TED | نسعى لاجتذاب علماء ذوي مواهب، وتنوّع، ومفعمين بالطاقة من أنحاء العالم، في شتى المسارات الوظيفية، للحاق بنا، |
Başbakanım. Ülkenin her yerinde bu yaşanıyor. | Open Subtitles | رئيسة الوزراء، هذا يحدث في شتى أنحاء البلد |
Taşan ırmaklardan arta kalan molozlar her yere saçılır. | Open Subtitles | يتناثر حطام طفح الأنهار الزائد في شتى الأرجاء |
Televizyon hakları dünyanın her tarafına satıldı. | Open Subtitles | لقد بيعت حقوق البث التليفزيونية في شتى بقاع العالم. |
8 tane bağlantısız kurbanımız var, şehrin her yanına dağılmış 8 ceset, ve bunlardan cinsel taciz ve bir çemberi mi çıkardın? | Open Subtitles | لدينا ثماني ضحايا لا تربطهم صلة، ثماني جثث أُلقت في شتى أرجاء المدينة، وتستنبطين من كل هذا الإستغلال الجنسي وشكل دائري؟ |
Hint Okyanusu'nun her köşesinden balıklar buraya beslenmeye geldi. | Open Subtitles | السمك في شتى بقاع البحر قد اجتمعو للطعام |
Ve dünyadaki her polis kuvvetinin suç ve sivil itaatsizlik ile baş etmek için yeni yollara ihtiyacı var. | Open Subtitles | وكل قوة شرطية في شتى أنحاء العالم ستحتاج إلى حلول جديدة لمكافحة الجريمة والإضطرابات |
Özgeçmiş araştırmaları bir ajan olarak becerilerinize her yönden meydan okuyabilir. | Open Subtitles | التحريات الأساسية قد تتحدى مهارتكم كعملاء في شتى النواحي |
Şehrin her yanında isyanlar başlamışken hastalık ve kıtlık söylentileri saraya kadar ulaştı. | Open Subtitles | مع تفشي أعمال الشغب في شتى انحاء المدينة بلغت اخبار المجاعة و المرض مسامع القصر |
Çoğumuzun kabul edeceği gibi, 1990'larda dünyadaki en iyi politikacılar Afrikalılardı, Ben her defasında, bu kıta'da çok parlak insanlarla tanışıyorum ve bu insanlar, ülkelerinin ekonomik durumunu değiştiren reformlar yapıyorlar. | TED | وأظن بأن الجميع يوافقني الرأي أنه في التسعينات كان أعظم السياسيين حول العالم أفارقة وانا أقابل الكثير من المبدعين في شتى أنحاء العالم يقومون بهذه الإصلاحات والتي قلبت موازين الإقتصاد لصالح دولهم |