Ortada bir neden yokken atlar ürküp şaha kalkınca... arabası büyük Bir ağaca çarpmış ve kadıncağız ölmüştü. | Open Subtitles | قتلت بلا سبب ظاهر الخيول انفصلت عن العربة و حطمت عربتها في شجرة كبيرة |
Biz de fabrikayı Bir ağaca asıp yok etmeliyiz. | Open Subtitles | لدينا القوة لنربط بضعة مصانع في شجرة . و نسحقها بمجرفة |
Bulunan tek şey, bir kelimeymiş. Bir ağaca kazınmış. | Open Subtitles | والشئ الوحيد المتبقى كان كلمة واحدة وجدت محفورة في شجرة |
Hademeler ofisin dışında bir ağaçta buldular. | Open Subtitles | هناك شيء المفتشون وجدوه في شجرة تحت مكتبه |
Gerçekte bir ağaçta yaşadığımı düşünmedin, değil mi? | Open Subtitles | انت لم تظن حقاً أني أعيش في شجرة أليس كذلك؟ |
Büyülü Orman'da doğdum ve bir Ağacın içindeki bir portalla, bir laneti kırabileyim diye gönderildim. | Open Subtitles | وُلدتُ في الغابة المسحورة و أُرسلتُ عبرَ بوّابة في شجرة لأتمكّن مِنْ إبطال لعنة |
Genellikle bir ağacın içinde bulunan klorofil. | Open Subtitles | الكلوروفيل الموجودة في شجرة |
Benim köyümde... bir adamın karısını çaldığında... seni Bir ağaca götürüp, kendi derinden asarlar. | Open Subtitles | في قريتي عندما يسرق أحدهم زوجة الآخر يعلقونه من جلده في شجرة |
Ben işe ilk başladığımda, ...beni bahçe hortumuyla Bir ağaca bağladılar. | Open Subtitles | عندما كنتُ في الجيش ربطوني في شجرة بـ خرطوم مياه |
Hey, Kyle, ...kafanı oradan çıkardığın zaman, ...seni bahçe hortumuyla Bir ağaca bağlayacağım. | Open Subtitles | كايل عندما تخرجُ رأسك من هناك سأربطك في شجرة بواسطة خرطوم المياه |
Herkes bu dünyada bir şeylere zincirle bağlı. Sen sadece Bir ağaca bağlısın! | Open Subtitles | كلنا مربوطون بشيء في هذه الدنيا وأنت مربوط في شجرة |
Öyle mi? Bunu kendini Bir ağaca zincirlemeden önce düşünmeliydin. | Open Subtitles | حسنًا، كان يجب أن تفكر في ذلك قبل أن تربط نفسك في شجرة |
Bunu Bir ağaca saplayıp kulağını sapına dayarsın. | Open Subtitles | تغرزها في شجرة و تضع إذنك على المقبض |
Bir ağaca veya kayaya yapışmış olabilir. | Open Subtitles | ربما تكون عالقة في شجرة أو صخرة |
Eminim bir yerlerde bir kedi bir ağaçta mahsur kalmıştır. | Open Subtitles | أنا متأكد أنّه في مكان ما هناك قطّة عالقة في شجرة. |
Daha önce sekiz ay bir ağaçta yaşamıştım. | Open Subtitles | وأنا قد عشت لوحدي في شجرة لمدة ثمانية أشهر |
"Aşk olgun bir meyve, büyüyen mor bir ağaçta." | Open Subtitles | "الحب هو خوخة ناضجة تنمو في شجرة أرجوانية" |
Sonsuza kadar burada kalmayacaksın. Ağacın içindeki bir ihtiyar olmayacaksın. | Open Subtitles | بقائك هنا لن يطول، ولن تكون عجوزاً في شجرة |
Babam bana canlı bir Ağacın içindeki keresteyi nasıl göreceğimi öğretti. | Open Subtitles | والدي علمني كيف ارى الخشب في شجرة حية |
Jinny halanı ise, bir ağacın içinde saklanmış halde buldular. | Open Subtitles | (وعمتك (جيني عثروا عليها تختبأ في شجرة |
Kahverengi bir büyücü gibi. Ve şapelin yanındaki bir ağaçtaydı. | Open Subtitles | نوع من السحرة ذو الرداء البني وكان متعلقاً في شجرة بجوار الكنيسة |