Kendi gazetesi bile bunu dedikodu köşesinde yazıyor. | Open Subtitles | إنه صحيح . جريدتها تكتب عن هذا في عمود الثرثرة |
İşte bak, burada Petra Moritz'in köşesinde çıkmışsın. "Florrick'in stratejisti Eli Gold hâlâ kurtulamadı mı? | Open Subtitles | ؟ اسمك مذكور في عمود (بترا موريتز) هل أُثبتت براءة إستراتيجي فلوريك إيلاي غولد؟" |
Bayan Crawford, Bayan Davis'in Hopper'ın köşesinde sizin için söylediklerine bir cevabınız var mı? | Open Subtitles | سيدة كروفورد ) هل لديك أي رد ) (علي تعليقات (دافيس) في عمود (هوبر |
Maden kuyusunun orada su bırakmıştık! | Open Subtitles | لقد تركنا الماء خلفنا في عمود المنجم |
Maden kuyusunun orada! | Open Subtitles | ! في عمود المنجم |
- Okuyucu köşesinde bile. | Open Subtitles | "ليس حتى في عمود "الكرب. |