ويكيبيديا

    "في غرفة الانتظار" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Bekleme odasındaki
        
    • bekleme odasında
        
    • bekleme salonunda
        
    Hem çalışanlardan hem de Bekleme odasındaki insanlardan aldığım bilgi. TED التعليم من قبل الأشخاص خلف شباك الاستقبال والتعليم من قبل الأشخاص في غرفة الانتظار أيضًا
    Hala kararsızdım ve Bekleme odasındaki bütün New Yorker dergilerini okumuştum. Open Subtitles كنت ما زلت المشككين وأود أن قرأت بالفعل كل نيويوركر في غرفة الانتظار.
    Bekleme odasındaki 16 hasta da rahat değil. Open Subtitles هناك 16 مريضاً في غرفة الانتظار ليسوا مرتاحين ايضاً
    Şurada biraz bekle, yoksa bekleme odasında büyük bir kalabalık olacak. Open Subtitles ، انتظري هنا لحظة وإلا ستكون هناك زحمة في غرفة الانتظار
    bekleme odasında hep Chopin çalardı. Open Subtitles لقد كان يشغل موسيقاه في غرفة الانتظار طوال الوقت
    Önümüzdeki birkaç dakika için bu çekirdek aile dışındakilerin bekleme salonunda olması daha iyi olur. Open Subtitles للفترة القادمة , أظن على باقي أفراد تلك العائلة الكبيرة أن تنتظر بالخارج في غرفة الانتظار
    Dişçinin ofisindeki bekleme salonunda buldum. Open Subtitles وجدت هذا في غرفة الانتظار عند مكتب طبيب الاسنان
    Biz de sizin gibi Bekleme odasındaki kavgaya çok şaşırdık. Open Subtitles لقد فُوجئنا مثلك بالشجار الذي حدث في غرفة الانتظار.
    O Bekleme odasındaki sevimli genç kızlarda olmayan ama bende olan bir şey var. Open Subtitles لا تمكله أي من هؤلاء الفتيات المحبوبات الموجودات في غرفة الانتظار
    Bekleme odasındaki tatlı kıza babasının öldüğünü söylemem gerekeceğini düşünmeye başlamıştım. Open Subtitles ‫كنت قد بدأت أعتقد ‫أنه سيكون علي إخبار ‫تلك الفتاة اللطيفة في غرفة الانتظار ‫بأن والدها قد مات
    Tam da Bekleme odasındaki şirin küçük kıza babasının öldüğünü söylemek zorunda kalacağımı düşünmeye başlamıştım. Open Subtitles ‫كنت قد بدأت أعتقد ‫أنه سيكون علي إخبار ‫تلك الفتاة اللطيفة في غرفة الانتظار ‫بأن والدها قد مات
    bir kızım var Addison... Bekleme odasındaki çocuklardan daha küçük bir kızım var bu konumuzun dışında konumuz dışında mı? Open Subtitles لدي ابنة أديسون ابنة اصغر من هؤلاء الاطفال في غرفة الانتظار -ليس هناك صلة
    Bekleme odasındaki bey bir koruma görevlisi, değil mi? Open Subtitles الرجل الذي برفقتك في غرفة الانتظار هو حارسٌ شخصي, أليس كذلك؟ -
    Manyak herif bekleme odasında tek atmış. Open Subtitles فمارس الشذوذ الجنسي حتى و هو في غرفة الانتظار
    Diğerleri gibi bekleme odasında otursun. Open Subtitles يستطيع أن يجلس في غرفة الانتظار كالآخرين
    Şu an bekleme odasında iki tane var. Open Subtitles لديّ اثنان في غرفة الانتظار في هذه اللحظة
    Şu an bekleme odasında iki tane var. Open Subtitles لديّ اثنان في غرفة الانتظار في هذه اللحظة
    bekleme odasında oturuyor, tatlım. Ben, ben gidip ou getireceğim. Open Subtitles انها في غرفة الانتظار يا عزيزتي سأحضرها لكِ
    Bekleyerek geçen zamanla ve bekleme odasında tanıştığınız insanlarla ilgili. Open Subtitles يتعلق بالوقت الذي تقضيه منتظراً و الناس الذين تلتقي بهم في غرفة الانتظار
    Çünkü son dövüşünden sonra hastanenin bekleme salonunda oturmuş fena şekilde azar işitiyordum, hatırladın mı? Open Subtitles لأنك في آخر مرة قمت بالقتال فيها, تلقيت أنا اللوم كله, وأنا في غرفة الانتظار في المستشفى.
    Araç muayene istasyonunun bekleme salonunda bir sürü arkadaş edindim. Open Subtitles لقد صنعت عدة صداقات في غرفة الانتظار في قسم مركبات السيارات
    bekleme salonunda sigara dağıtacağım. Open Subtitles سأكون في غرفة الانتظار ادخن السيجار

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد