Üç saat içinde tasarıyı kabul ettirdim. Şikayet etmeyi kes! | Open Subtitles | لقدد نجح الإعلان في غضون ثلاث ساعات توقفي عن الشكوى |
Lenny, dinle, Ben Üç saat içinde LAX'de olcağım. | Open Subtitles | ليني، أصغِ، سأكون في لوس أنجليس في غضون ثلاث ساعات |
Onu Üç saat içinde bulamazsak, ölür. | Open Subtitles | ان لن نجدها في غضون ثلاث ساعات, ستكون ميته |
Sizin en, en yakın arkadaşınızda Üç saat sonra geri gelebilir. | Open Subtitles | صديقتك المفضلة المفضلة يمكن ان تأتي لك في غضون ثلاث ساعات |
- Dinle, Charlie, bırak ben... - Lenny, beni dinle. Üç saat sonra L.A. Havaalanında olacağım. | Open Subtitles | ليني،أصغِ،سأكون في لوس أنجلس في غضون ثلاث ساعات |
İstediğinizi alacaksınız. Üç saat sonra görüşeceğiz. | Open Subtitles | ستحصلون على ما تريدون سأقابلك في غضون ثلاث ساعات |
Üç saat içinde çocuğu fidyecilerden kurtardı. | Open Subtitles | لقد أنقذ الطفل من الخاطفين في غضون ثلاث ساعات |
Taksinin O'nu bıraktığı terminalde, Üç saat içinde, 34 farklı ülkenin, 67 şehrine, 80 uçuş gidiyor. | Open Subtitles | في غضون ثلاث ساعات من من أنزال التاكسى له في المحطة، كان هناك 80 رحلة ذهاب إلى 67 مدينه في 34 دول مختلفة. |
- Ben de Güzel, Üç saat içinde görüşürüz. | Open Subtitles | جيّد، أراكِ في غضون ثلاث ساعات |
Üç saat içinde, Heller insanlığa karşı işlediği savaş suçları nedeniyle yargılanacaktır. | Open Subtitles | في غضون ثلاث ساعات سيحاكم (هيللر) على جرائمه ضد الانسانية |
Üç saat sonra yola çıkacaklar. | Open Subtitles | سيخرجون إلى الطريق في غضون ثلاث ساعات |
Üç saat sonra hepimizin cesedini çiğnemiş olur. | Open Subtitles | سيكون حولنا في غضون ثلاث ساعات. |
Annie, uçağın Viyana'ya Üç saat sonra kalkıyor. | Open Subtitles | (آني) ، طيارتك إلى "فينّا" ستغادر في غضون ثلاث ساعات |