Yarım saat içinde Frankfurt'ta olacağım. İyi misin? | Open Subtitles | ، سأكون في فرانكفورت خلال نصف ساعة هل أنت بخير ؟ |
Frankfurt trenin garda durdurulması emrini vermişti. | Open Subtitles | في فرانكفورت اُمر القطار بإلتوقّف في المحطة |
Ama çocukken Frankfurt'da yaşadım Avrupayı biliyorum değil mi? | Open Subtitles | انا عشت في فرانكفورت عندما كنت طفلا و ها انا الان الاوروبي اليهودي العائد الى بلده |
Ayrıca Frankfurt'ta büyüy en bir Yahudi'yim. Avrupa'yı biliyorum | Open Subtitles | انا عشت في فرانكفورت عندما كنت طفلا و ها انا الان الاوروبي اليهودي العائد الى بلده |
Frankfurt'ta bir kaç saat mola, ondan sonra da Jiddah. | Open Subtitles | عليك أن تتوقفي لعدة ساعات في فرانكفورت ثم تتجهين إلى جدة |
Frankfurt'ta yaşıyorum Syracuse bölgesinde küçük bir kasabada. | Open Subtitles | أعيش في فرانكفورت بلدة صغيرة في منطقة سيراكوزا |
Uçak Frankfurt'a iner inmez karantinaya alındı. | Open Subtitles | ركاب طائرة قادمة من مطار كاستروب وضعو في الحجر الصحيّ مباشرة بعد نزولهم في فرانكفورت |
Wu sana ve Monroe'ya Frankfurt aktarmalı Stuttgart'a 8.55 uçağında yer bulmuş. | Open Subtitles | وو حجز لكما رحله الساعه 8: 55 مساءا الي شتوتغارت وترانزيت في فرانكفورت |
Evet kievden havalanıyor, Frankfurt ve new york aktarmalı. | Open Subtitles | نعم التى أقلعت من كييف وتوقفت في فرانكفورت ونيويورك |
Frankfurt garında çalışanlar öldürüleceğimizi biliyordu. | Open Subtitles | العمّال في المحطة في فرانكفورت |
Frankfurt'tan 2 bin dükaya almıştım. | Open Subtitles | كلّفتني ألفا دوقية في فرانكفورت |
Hayır, Frankfurt, Taipei, Singapur Londra yada Ontario'dan aktarma yapmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا، لا أريد توقف الرحلة في (فرانكفورت) (تايبي)، (سنغافورة)،أو (لندن) (أونتاريو) |
Yoksa Frankfurt'taki adi herifler temyiz istemimizi reddetti diye tüm İnterpol peşimizde mi sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقد أن الأنتربول يطاردنا حقا؟ لأن هؤلاء الحمقى في فرانكفورت... |
Evindeydi. Frankfurt'taki dairende. Tamam mı? | Open Subtitles | أجب، في بيتك في بيتك في "فرانكفورت"، في ومضك الخاص |
Frankfurt'taki bankerler projeye ilgi duydu. | Open Subtitles | المصرفيين في فرانكفورت و _ مهتمة في هذا المشروع. |
Henry'nin 36 saatlık Frankfurt ziyareti konusunda herhangi bir şey bulabildi mi? | Open Subtitles | هل لديها أي شيء على الـ36 ساعة التى قضاها (هنري" في (فرانكفورت" |
Kısa süre sonra Frankfurt'a doğru inişe geçmeye başlayacağız. | Open Subtitles | سنقوم بالنزول قريباً في فرانكفورت |
Frankfurt'taki kız seni görmek için can atıyor. | Open Subtitles | "لكن الفتاة التي في "فرانكفورت تتطلع لمجيئك لها |
Frankfurt'taki saldırı rastlantısal değildi. | Open Subtitles | ذلك الهجوم في "فرانكفورت" لم يكن عشوائياً. |
"Frankfurt Eyalet Mahkemesi hükmü aşağıdaki gibidir: | Open Subtitles | "المحكمة المحلية في (فرانكفورت آم ماين)، قرّرتمـايلي: |