benim bölümümde halen röntgen fotografları ile çalışıyoruz. | Open Subtitles | ما زالوا يعملون في قسمي باستخدام البولارويد للتوضيح: مادة مستقطبة للضوء |
Sen benim bölümümde bile değilsin, bir şeyler mi kaçırıyorum, burnunu sokabileceğin bir bal görüyor musun, ben kesinlikle görmüyorum, Dr. Todd, siz Dr. Turk'un balını görüyor musunuz? | Open Subtitles | أنت لا تعمل في قسمي فهل أنا مخطئ بشكل ما؟ أترى أمراً يعنيك هنا؟ |
Biliyor musun Cleveland, çalıştığım kablo şirketinde benim bölümümde açık var. | Open Subtitles | اتعلم, كليفليند هناك افتتاح في قسمي في شركة الكابلات |
Ama Bölümümdeki diğer puştlardan çok daha sıkı çalışıyorum ve bu şekilde bir muameleyi kesinlikle hak etmiyorum! | Open Subtitles | لكنني اعمل بجد اكثر من الاوغاد الاخرين الموجودين في قسمي وانا لا استحق ان اعامل بهذه الطريقة |
Bölümümdeki dört kişi grip oldu. | Open Subtitles | أربعة أشخاص في قسمي أصيبوا بالإنفلونزا. |
Bak, benim bölgemde cinayet olmayacak... ama ona bir ders vermek istersen... | Open Subtitles | اسمع ،لن يقتل أحد في قسمي لكن اذا كنت تريد أن تضربه |
benim bölgemde, çocuklara süt vermek büyük bir sorun. | Open Subtitles | في قسمي من المدينة، الحصول على الحليب للأطفال هي المشكلة |
benim bölümümde ajanlara birçok özerklik tanınır. | Open Subtitles | في قسمي العملاء السريون يُعطون الكثير من الاستقلالية |
Artık benim bölümümde çalışmıyor. Bunu biliyorsun. | Open Subtitles | لم تعد تعمل في قسمي الآن تعرفين ذلك |
Langley'in çifte standartlarından biri olan bozuk hiyerarşi benim bölümümde olmaz. | Open Subtitles | واحد من المعايير المزدوجة لـ " لانجلي " غير موجودة في قسمي وهو التسلسل الهرمي الخاطئ |
benim bölümümde kimse boş oturmuyor. | Open Subtitles | لا أحد في قسمي يهنأ بالراحة |
Bölümümdeki herkesten daha çok verinin şifresinin çözüp, işleme tabii tuttum. | Open Subtitles | كما إنني أكفأ مفكك شفّرات في قسمي |
Sınır devriyesi bugün benim bölgemde çalışıyor ama onu bana getir. | Open Subtitles | يعمل حارس الحدود في قسمي اليوم لكن سيكون المكان بأمان غداً صباحاً، أحضرها إليّ يا رجل |