Yenidoğan ölümü davasında rüşvet vermekten. | Open Subtitles | لقيامه بتقديم رشوة في قضيّة وفيات الأطفال الرضّع |
Aylardır Mezarcı davasında bir gelişme yok. | Open Subtitles | لم يتحرّك شيء في قضيّة حفار القبور منذ شهور |
"Uçan kafalar" davasında benimle çalışmalıydın. | Open Subtitles | كان يجب أن تكون معي في قضيّة قاطع الرؤوس. |
Bu sebeple departmanımızın öncelikli davası hâline geldi tekrar. | Open Subtitles | في قضيّة فتيات البراميل، وهي ما ستعودّ المديريّة إلى متابعتها كأولويّة قصوى |
Şu bizim ördek havuzlu cinayet davasındaki gelişme nedir? | Open Subtitles | إذن لديك تقدّم كبير في قضيّة قاتل بركة البط؟ |
Dün, Pittsburgh'de Kellogg'un kaçırılma olayını soruşturan detektifi aramış. | Open Subtitles | لقد اتصل البارحة بالمُحقق في (بيتسبرغ) الذي حقق في قضيّة اختطاف (كيلوغ). |
Benim seri katil vakasında lazım olandan daha fazla adam var. | Open Subtitles | لدي فائض في الأفراد في قضيّة السفّاح |
Patty bu cinayetle neden ilgileniyor? | Open Subtitles | إذاً، ما وجه اهتمام (باتي) في قضيّة القتل تلك؟ |
Bir cinayet davasında şüpheli olursa dokunulmazlığı kalkar. | Open Subtitles | التي ستُرفع لو كان مُشتبهاً به في قضيّة جريمة قتل. |
Kurbanın annesi, patent davasında aleyhinde karar vermiş. | Open Subtitles | والدة الضحيّة حكمت ضدّه في قضيّة براءة اختراع. |
Geçen ay 48. bölgedeki polis ressamıyla birlikte çalışmıştım baş kesme davasında tanıştığım Meat Cute'deki adamı tarif etti. | Open Subtitles | وقد قمت بمقارنة ذلك بالرسم الذي حصلنا عليه من الشهر الفائت من وصفي للرجل الذي قابلته في متجر اللحوم في قضيّة قطع الرأس |
Adalet Bakanlığı'ndaki Hukuki Yöntem müdürünün Sloane'un davasında kontrolü var. | Open Subtitles | رئيس اللجنة القانونية في العدالة (له سُلطة في قضيّة (سلون |
Liman Koyu Kasabı davasında baş adli tabiptim. | Open Subtitles | كبير محقّقي الجنائيّات في قضيّة "سفّاح مرفأ الخيلج" |
Kurye davasında bir çıkmaz sokak daha. | Open Subtitles | -طريق آخر مسدود في قضيّة الساعي . لقد حدّدت الشرطة السيّارة المسروقة التي صدمته، |
Kız kardeşinin davasında ilerleme var mı? | Open Subtitles | أتحرزين أيّ تقدّم في قضيّة أختكِ؟ |
Sizi uyarmalıyım, Teğmen bir avuç sokak serserisi için dinleme davası açacak değilim. | Open Subtitles | حسنا ، دعني أحذّرك أيها الملازم... لن أترافع في قضيّة تنصّتٍ من اجل أهداف تافهة. |
Buraya gelmemin asıl sebebi, çözdüğün cinayet davası. | Open Subtitles | هذا في الواقع سبب قدومي لرؤيتكَ... في قضيّة القتل التي حللتها |
Üçlemeci davasındaki tek ipucunuzun Kyle Butler olmasına ve benim de o kişinin kim olduğunu bilme ihtimalime rağmen mi? | Open Subtitles | رغمّ أنّ دليلكم الوحيد في قضيّة قاتل الثالوث هو (كايل باتلر)، وقد أعرف من يكون؟ |
Ama Jasmine Hamel davasındaki kanıtlar kesin gibi görünüyor. | Open Subtitles | لكنّ الآن، في قضيّة (ياسمين هامل)، تبدو الأدلّة حاسمة أكثر. |
Dün, Pittsburgh'de Kellogg'un kaçırılma olayını soruşturan detektifi aramış. | Open Subtitles | لقد اتصل البارحة بالمُحقق في (بيتسبرغ) الذي حقق في قضيّة اختطاف (كيلوغ). |
- Evelyn bir cinayet vakasında ilgili kişi. | Open Subtitles | إنّ (إيفلين) شخص ذو اهتمام، في قضيّة قتل |
Patty bu cinayetle neden ilgileniyor? | Open Subtitles | إذاً، ما وجه اهتمام (باتي) في قضيّة القتل تلك؟ |