ويكيبيديا

    "في قول" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • söyleme
        
    • söyleyip
        
    • söylemeye
        
    Cevap şu: bütün gerçeği söyleme konusunda çekincelerim yok. Open Subtitles الجواب كلا ليس هناك تحفظ في قول الحقيقة كاملةً
    Bu sana her istediğini söyleme hakkı vermez. Open Subtitles هذا لا يعني أن لك الحق في قول ما تريد أن تقوله لي
    Adam Lana'da ona ait bir şey olduğunu söyleyip durdu. Open Subtitles أدم أستمر في قول بأن لانا لديها شيئاً يعود له
    - Niye hala o boktan kelimeyi söyleyip duruyorsun anlamıyorum. Open Subtitles انا فقط لا افهم لمَ تستمر في قول هذا الهراء
    Senin bunu söylemeye hakkın yok. Ona imza atmasını söyleyen kimdi? Open Subtitles اوني ليس لذيك الحق في قول هذا من اخبره يشارك التوقيع؟
    ve bazı çocuklar 2 gibi erken bir yaştan itibaren yalan söylemeye başlıyorlar. TED ويبدأ بعض الأطفال في قول الأكاذيب في عمر لا يتجاوز السنتين.
    Belki de Rick Springfield'ın seni üç gündür aramaması gerçek seni görmediğini söyleme şeklidir. Open Subtitles لعلّ عدم اتصاله منذ ثلاثة أيّام طريقته في قول أنه لم يرى ذاتكِ الحقيقية،
    Saklayacak bir şeyi olmayan insanlar bunu söyleme gereği duymaz genelde. Open Subtitles القوم الذين لا يوجد ما يخفونه لا يشعرون عادةً بالرغبة في قول هذا
    Yani bu, gizliden gizliye Bakıcı olmak istemediğime kızmadığını söyleme şeklin mi? Open Subtitles إذاً هذه طريقتك في قول أنّك لست مستاءاً أننّي لم أرد بشكل سرّي أن أكون وصيّة.
    Hangi panoda daha fazla nokta olduğunu söyleme yeteneği. Open Subtitles و هي المقدرة في قول أي لوحة لديها نقاط أكثر عليها. و ذلك مُثير للإهتمام,
    Ya gerçeği söyleme sorumluluğun? Open Subtitles ولا تشعر بالمسؤولية في قول الحقيقة؟
    - Abracadabra. - Evlat neden sürekli bunu söyleyip duruyorsun? Open Subtitles أبراكدبرا يا ولد لماذا تستمر في قول هذا؟
    Herkes bunu söyleyip duruyor ama biz buradayız. Open Subtitles حسناً، الناس يستمروا في قول ذلك، لكننا هنا.
    - Hapse dönmeyeceğini söyleyip duruyor. Open Subtitles لقد أستمر فقط في قول أنه لن يعود إلى السجن.
    Babam olmadığını söyledi. Böyle söyleyip durdu. Open Subtitles ‫لقد قالت باني ليس لديّ ابٌ، واستمرت في قول ‫ذلك
    Doğru şeyi yapmaya çalıştığınızı söyleyip duruyor. Open Subtitles كان يستمر في قول أنك تحاول القيام بالشئ الصحيح
    Bunu söylemeye hakkın yok. Hem zaten dün dündür. Open Subtitles .أنت لا تملك الحق في قول هذا .فكل شيء أصبح فالماضي
    Gösterin onu diyorum yoksa ve ben şunu söylemeye tereddüt etmem onu arka arkaya tutulmayan sözler arasında sayarım. Open Subtitles إنتجه .. انا أقول ...وانا لا اتردد في قول هذا أنى أصنفه مثل أمور أخرى ضمن سلسلة الوعود المنكوثة
    Masanın başında toplanıp minnettar olduğumuz şeyleri söylemeye ne dersiniz? Open Subtitles لمَ لا يأخذ كلّ منّا دوره في قول ما هو شاكر له؟
    Sonradan bana babam hala hayatta olsaydı onun söyleyeceği tarzda şeyler söylemeye başladı ve ondan hoşlandığımı anladım. Open Subtitles لكن بعد ذلك بدأ في قول اشياء ليّ ربما ابي كان سوف يقولها لو كان لا يزال حياً وعرفت انني معجبة به
    Packer, böyle şeyler söylemeye devam edecek sonra yarım ağız özür dileyecek ve her şey eskiye dönecek. Open Subtitles سيستمر باركر في قول أمور مسيئة و ثم سيقوم بالاعتذار و نعود للمشكلة مرة أخرى

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد